1892 yılında Ezine’nin Geyikli Bucağı’nda doğan Halil HELVACI’nın askerliği Çanakkale Cephesi’nde başlamıştır ve Arabistan Cephesi’yle devam etmiştir. Üç sene Çanakkale Cephesi’nde bulunan 89 yaşındaki Halil HELVACI, anılarını şöyle anlatmıştır:
Çanakkale’de 27’nci Alay’daydım. Atatürk bizim paşamızdı. Üç sene Seddülbahir ve Arıburnu’nda çarpıştım. Bir keresinde üç gün hep süngü harbi yaptık düşmanla. Alaydan biz üç günün sonunda yedi kişi kalmışız. Sonra biz onar er verdiler bizi de çavuş yaptılar. Bir gün mevzilerden ateş ediyoruz, Arıburnu’nda düşmana doğru… Çekiyorum tetiği çekiyorum, çekiyorum, tüfek patlamıyor. Ateş etmiyor…
“Tüfek bozuldu herhalde”, dedim. Bir arkadaş vardı yanımda. Ona dedim:
– Bak hele, benim tüfek bozulmuş, ateşlemiyor.
Arkadaş bir baktı, benden yana.
– “Ne bozulmuşu, senin parmak gitmiş”, dedi.
Ben o zaman acısını duydum işte.
Cız etti içim. Bir kurşun gelmiş tetiği çektiğim parmağı alıp götürmüş orta
yerinden. Arabistan’a da gittim Kanal’a kadar. İngilizlerle savaştım. İki sene
de Kanal Bölgesi’nde kaldım. Ana’da bulundum bir paşanın yanında tam dört sene,
dokuz yılda geldim köyüme.[1]
[1]Cahit Önder, 7 Cephenin Gazileri Anlatıyor, Nesa Ofset Matbaacılık, İzmir, 2005, s.124