Ahmet Fehmi TÜRKAN

1897 yılında Çanakkale’nin Sarıcaeli Köyü’nde doğan Ahmet Fehmi TÜRKAN, Çanakkale Müstahkem Muharebe Okulu’nda görev almış ve daha sonra kurulan 2’nci Bölük ile Kilitbahir’deki Askeri Telgrafhane’ye gitmiştir. Çanakkale Muharebeleri’ni Askeri Telgafhane’den gören Ahmet Fehmi Türkan, anılarını şöyle anlatmıştır:

Seferberlik yeni açıldığında Mecidiye Kalesi’nde talim terbiye görmüştüm. Sabah kaleye giderdik, akşama kadar talim yapar sonra köye dönerdik. Kilitbahir’deki Askeri Telgrafhane limanda denizin kenarındaydı. Arıburnu’nda harp yeni bitmişti. Fakat denizde düşmanın gemileri vardı.

Telgrafhanedeyken şöyle bir şey olmuştu. Aklımdayken anlatayım.

Yavuz’la, Midilli çıktı bir akşam boğazlardan o şifreyi ben aldım. O geçişle ilgili şifreyi Miralay Talat Bey’e götürdüğümde gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Emir verdi:

Bu gece, Lapseki’den Kumkale’ye, Gelibolu’dan Seddülbahir’e kadar her taraf karanlık kalacak. Gemiler dış denize çıkacaklar. Hiçbir ışık yanmayacak, dedi. Ekledi:

Bu emri iki tarafa da telgrafla, yaz. Seddülbahir’de Yüzbaşı Kadir Bey vardı. İyi konuşurduk. Ona dedim ki: ‘Gemiler geçerken ben sana bildiririm. Sen de dönerlerken bildirirsin.’

O gece akşam karanlığından bir saat sonra gemiler boğazdan dışarıya çıktılar. Üzerlerinde hiçbir ışık yoktu. Öylece sessiz ve karanlıkta geçip gittiler.

Kadir Bey’e bildirdim gemilerin çıktığını. O gece sabaha karşı iki gemimiz, Yavuz ve Midilli İmroz Adası’ndaki İngiliz Karargahını bombalamışlar. Midilli bir torpile çarpıp batıyor. Yavuz da geri dönerken bir serseri torpile çarpıp yaralanıyor.

Seddülbahir’den Yavuz dönerken, Kadir Bey telefonda hem ağlıyor hem konuşuyor:

Gemide bir hal var, sallanarak geliyor. Yavuz’un birkaç bölmesi su almış. Gelirken hepimiz sahile çıktık. Ağır ağır gelişini takip ediyoruz. Soğandere’nin önlerinde bir düşman tayyaresi Yavuz’a ateş etti. Yavuz’da uçaksavar toplarıyla tayyareye ateş açtılar. Bu arada Kilitbahir’in üzerindeki top da ateş etti. Tayyareler dağıldılar.

Yavuz sol tarafından yaralıydı. Yavaş yavaş geldi. Kilitbahir’in önünden Nara Burnu’na yöneldi. Gitti. Kıyıya baştan kara yaptı.

Birkaç gün orada kaldı Yavuz. Düşman tayyareleri gelip Yavuz’a ateş ederlerdi. Yirmi kadar tayyaresini gördüm düşmanın ateş ederlerken Yavuz’a. Sonra Yavuz İstanbul’a gitti. Kilitbahir’den İstanbul Pendik’teki Harp Okulu’na gönderdiler. Orada karargâhta yedi ay kaldım. O sırada Arabistan’da ordularımız bozulmuş. Mütareke yapıldı. Ben hava değişimine köye geldim. Çanakkale’de İngilizler vardı.

Bir sene geçince köyde hava değişimim bitti. Başvurdum, Çanakkale Müstahkem Mevki Jandarma Kumandanlığı’na tekrar göreve başladım. Bir tabur jandarma vardı. Kumandan olarak başımızda Tabur Kumandanı Binbaşı Ali Rıza Bey vardı. Akköy, Bezirganlar, Kumarlar gibi karakollarda çete takibine çıkan kuvvetlerin başında da bulundum. [1]


[1]Cahit Önder, 7 Cephenin Gazileri Anlatıyor, Nesa Ofset Matbaacılık, İzmir, 2005, s.89-90

Ayrıca Kontrol Et

ÇANAKKALE MERKEZ HASTANESİ’NİN BOMBALANMASI

Yayına Hazırlayan: Ömer GÖN Her savaşta olduğu gibi cephede bir tarafın öldürmeye çalışması ve cephe …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.