Birinci Dünya Savaşı’nın Avrupa’da patlak vermesiyle uzun süre müttefik arayışlarını sürdüren Osmanlı İmparatorluğu, 2 Haziran 1914 tarihinde Almanya ittifakıyla seferberlik ilan ederek savaş hazırlıklarına başlamıştır. Daha öncesinde donanmasını güçlendirmek için yaptığı girişimler sonuçsuz kalmış; üstelik ücretlerinin tamamı ödenmiş olan Sultan Osman ve Reşadiye gemilerine İngiltere tarafından el konulan Osmanlı İmparatorluğu, bunun üzerine Akdeniz’de Müttefiklere birçok kayıp verdiren Goeben ve Breslau zırhlılarını Boğaz’dan içeriye, güvenli bölgeye alarak savaştaki tavrını tamamen belli etmiştir. Bunun üzerine sahip olduğu jeostratejik konumu özellikle İngiltere tarafından çok önemli olan Osmanlı coğrafyasının kalbi niteliğindeki İstanbul’u, ele geçirme planları yapılmış ve Osmanlı İmparatorluğu’nu savaş dışı bırakmak amaçlanmıştır. Bu sebepten ötürü İstanbul’un alınması için Çanakkale Boğazı’na yapılacak taarruz planı, Müttefik Donanma’nın başında görev alan Amiral Carden tarafından hazırlanmış ve 15 Ocak 1915 tarihinde kabul edilmiştir. Bu planın ilk evresi olan giriş tahkimatının etkisiz hale getirilmesine 19 Şubat 1915 tarihinde başlanmıştır.
19 Şubat 1915 Muharebesi öncesi üç tümenden oluşan Müttefik Donanma’nın1’inci ve 2’nci Tümenleri İngiliz, 3’üncüTümeni ise Fransız gemilerinden meydana gelmektedir. 1’inci Tümende lnflexible, Agamemnon, Oueen Elizabeth; 2’nci Tümende, Vengeance, Albion, Cornvvallis, Irresistible, Truimph; 3’üncü Tümende ise Suffren, Bouvet, Gaulois, Charlemagne gemileri bulunmaktadır. Müttefik Donanma’da bulunan gemiler sadece bunlarla sınırlı kalmamakta sayıları toplamda 62’ye ulaşmıştır. 17 Şubat 1915 tarihinde Müttefik Donanma’nın hava faaliyetlerini arttırması ve iki deniz uçağının Seddülbahir ve Kumkale’yi bombalaması yakında Boğaz’a bir taarruz başlatacağı beklentisini oluşturmuştur. İngiltere, Boğazı denizden zorlayarak İstanbul’a ulaşmayı hedef alan taarruz planını oluşturmuştur. Harekâtı yönetmek için Amiral Carden görevlendirilmiştir.
Amiral Carden’nin dört evreli geçiş planının birinci evresi, Boğaz girişinin ele geçirilmesidir. Bu taarruzun üç kademeli olarak yapılması gerekmektedir. Önce Türk istihkâmlarının top menzili dışından doğrudan doğruya ve aşırma suretiyle uzak mesafeden bombardıman gerçekleştirilecek, ardından yine direkt olarak orta mesafeden ikinci derecedeki bataryalarla bombardıman yapılacak, sonra da 2700-3330 metre mesafeden yapılan ezici bir ateşle istihkâmlar susturulacaktır. Ayrıca bombardıman sırasında, yanlışlıkla istihkâmların ateş alanına girilirse hemen menzil dışına çıkarılarak uzun mesafeden bombardıman sürdürülecektir.
İlk taarruzda lnflexible, Triumph, Cornwallis, Albion, Suffren, Bouvet gemileri görevlendirilmiştir. Bunların dışında Gaulois, Suffren’e, Amethist kruvazörü, Albion’a yardım edecektir. Vengeance 2’nciTümen’in ateşini gözetleyecektir. Suffren, Kumkale’yi bombardımana tutacak, Gaulois Beşiğe Körfezi’nde bulunarak Suffren’i kıyıdan açılacak topçu ateşlerine karşı koruyacak, Bouvet ise Suffren’in ateşini kontrol edecektir. Triumph Orhaniye Tabyası’nı, lnflexible Seddülbahir’i bombardımanda bulunacak ve Triumph’un ateşini kontrol edecektir. Rumeli tarafında Albion, Amethyst ve yedi İngiliz mayın tarama gemisi Kabatepe’nin bir mil kuzeyinden üç mil güneyine kadar uzanan bölgede mayın taramakla, Queen Elizabeth zırhlısı bu bölgede sahile yaklaşarak yarımada üzerinden boğazın en dar noktasında bulunan istihkâmları bombardımana tutacaktır.
Müttefik Donanma, Boğaz çevresinde hazırlıklarını tamamlarken yaklaşan tehlikenin farkında olan Türk tarafı ise bölgeyi savunmakla görevli Müstahkem Mevki Komutanlığı nezdinde birçok hazırlık yapmaktadır. Müstahkem Mevki Komutanlığı’na bağlı olan 2’nciAğır Topçu Tugayı ve 3’üncü Ağır Topçu Alay Karargâhları Çanakkale’de Çimenlik Tabyasında, 4’üncüAğır Topçu Alayı, Karargâhıyla Namazgâh Tabyasında, 5’inci Ağır Topçu Alayı Seddülbahir’de, 2’nci Ağır Topçu Tabur Karargâhı Kumkale’de, 9’uncu Piyade Tümeninden bir piyade bölüğü Seddülbahir bölgesinde, diğer bir bölük ise Yenişehir’de, 8’inci Ağır Obüs Alayı da Erenköy’de konumlanmaktadır.
Boğazın girişindeki Türk tabyalarının durumuna bakılacak olursa; Seddülbahir ve Kumkale Tabyaları, taş ve toprak karışımı yapılmıştır. Ertuğrul ve Orhaniye Tabyaları ise toprak siperlidir. Bu nedenle bu tabyalar düşman toplarına karşı oldukça dayanıksızdır. Ertuğrul Tabyası’nın Tekke Burnu, Orhaniye Tabyası’nın da Yenişehir yönüne doğru ateş imkânları sınırlı kalmaktadır. Müttefik Donanma’nın, uzun menzilli ağır top sayısını istediği zaman artırabilme olanağına karşılık Seddülbahir ve Kumkale Tabyalarındaki kısa menzilli topların, düşman gemilerine ateşlerini ulaştıramayacağı ortadadır.
19 Şubat 1915 sabahı 09.30’a kadar boğaz dışında İngiliz ve Fransız olmak üzere 11 zırhlı, 3 kruvazör, 18 torpido, 2 denizaltı ve 9 şilepten oluşan filo toplanmıştır. Sabah yapılan ateşlere Türk tabyalarından karşılık verilememiştir. Inflexible, saat 12.00’de Ertuğrul Tabyası’na yaptığı bombardımanda başarılı olunca bu kez ateşini, saat 13.00’te Seddülbahir Tabyası’na yöneltmiştir. Hava keşfiyle Kumkale ve Orhaniye’deki topların sağlam kaldıklarının anlaşılmasının ardından Amiral Carden, saat 14.00’de muharebenin ikinci evresini başlatmıştır. Bu evrede tabyalar, kısa mesafeden ateş altına alınarak tahrip edilecek ve Boğaz’ın girişine doğru mayınlar aranıp temizlenecek ve gemiler, hareket edecektir.
Saat 13.30’dan 14.30’a kadar verilen bir aradan sonra muharebe yeniden başlamıştır. Inflexible, Seddülbahir’den 10.000 metre mesafede demirleyerek buradaki tabyaya mermi atışında bulunmuştur. Tabyadan buna karşılık verilmemesi üzerine, diğer gemiler Boğaz’a doğru ilerlemeye başlamıştır. Amiral Ouepratte, Suffren’in ateşe başladığı sırada Vengeance ve Cornwallis’in kıyıya yaklaşmalarını emrini vermiştir. Bu iki gemi, Kumkale ve Seddülbahir bataryalarını bombardımana tuttuktan sonra, ateşlerini Orhaniye ve Ertuğrul bataryalarına çevirmiştir. Tabyalardan karşılık gelmemiş, toz ve duman bulutlarından da hiçbir şey görülememiştir. Amiral Carden, neler olduğunu daha net görebilmek için Suffren’e kıyıya daha yaklaşması, Vengeance’nin de ateş keserek tabyaları gözden geçirmesi işaretini vermiştir. Suffren’in, bu işareti ateş kes, lnflexible’a yaklaş şeklinde yanlış anlaması üzerine Suffren, Orhaniye Bataryasını tahrip için en iyi durumda bulunurken çekilmeye başlamıştır. Bu sırada, Vengeance Çanakkale Boğazı’nın ağzına hızla ilerlerken Orhaniye ve Ertuğrul Bataryaları ateşe başlamıştır. Orhaniye Bataryasının ateşi oldukça ağır olmuş, Vengeance’nin sereni kırılmış ve büyük hasara uğramıştır. Vengeance ile birlikte Cornvvallis de yoğun ateş altında kalmıştır. Bunun üzerine Amiral Carden, lnflexible’a saat 17.15’te, Orhaniye Bataryasını ateş altına aldırarak Müttefik Donanma’ya yeni katılan Agamemnon’a Cornwallis’e de yardım etmesini emretmiştir. Böylece Agamemnon, Orhaniye ve Ertuğrul Bataryalarını bombardımana başlamıştır. Amiral Carden saat 17.30’da görüş koşullarının iyice kötüleşmesi nedeniyle harekâta son verme kararı almış ve Müttefik Donanma akşamüzeri Çanakkale önünden çekilmiştir.
19 Şubat 1915 Muharebesi’nde itilaf kuvvetleri uçakları bini aşkın mermi atmış, Kumkale ve Seddülbahir tabyaları ateşe başlayamadığından bunlardan hiçbir cephane sarfiyatı olmamıştır. Ertuğrul Tabyası’nda 3 tahrip danesi ve 6 sert dane, Orhaniye Tabyası’nda 19 tahrip danesi, 4 tapalı dane, 6 zerre danesi olmak üzere toplam 38 dane kaybı olmuştur. Muharebenin asker zayiatı ise şu şekildedir: Orhaniye Tabyası’nda 1 subay, 2 er şehit, Seddülbahir Tabyası’nda 1 subay, 2 er şehit, 11 er yaralıdır. Bombardımanın yol açtığı tahribat en çok Kumkale istihkâmlarında olmuştur. Bütün tabyaların mazgal, bonetler oldukça zarar görmüş, kışlalar da büyük hasar almıştır.
KAYNAKLAR
Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale Cephesi (Haziran 1914-25 Nisan 1915), C. 5, 1. Kitap, Genelkurmay Personel Başkanlığı Askerî Tarih ve Stratejik Etüt (ATAŞE) Daire Başkanlığı Yayınları, Ankara, 2012.
Büyük Harbin Tarihi Çanakkale Gelibolu Askeri Harekâtı, Haz. Metin Martı, Arma Yayınları, C. 1, İstanbul, 2005.
Selahatti Adil Paşa, Çanakkale Cephesinden Mektuplar-Hatıralar, Yeditepe Yayınevi, İstanbul, 2007.