Bayramiç’te ihtiyat zabiti Çanakkaleli Halil Bey’den dinledim:
18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Muharebesi’nde, Kilitbahir’de, Mecidiye Tabyasında 24’lük bir topun kumandanı Satılmış Çavuş diğer top arkadaşlarıyla birlikte yaralanıyor.[1] Sıhhiye neferleri çavuşu sedyeye koyuyorlar. Kazamata[2] götürüyorlar. Satılmış Çavuş kapıya yaklaşınca geriye bakıyor; senelerden beri gölgesinde hayaller, emeller beslediği topunun o büyük günde metruk, boynu buruk yetim kaldığını görüyor… Gözleri doluyor… Topunun bir daha atıldığını görmeden içeri girmeyeceğini söylüyor.
İyi amma mürettebatı nereden bulmalı? Büyük gemi mermilerinin etraftan kopardığı taşlar topçuları kâmilen saftan hariç bırakmıştı. Satılmış Çavuş al kanlar içinde sedyeye yatıyor… Bu imkânsızlık karşısında arzusundan zerresini feda etmiyor… Bekliyor… Bir yaralı kahramanı mahzun göndermek, onun son arzusunu yerine getirmemek batarya arkadaşları için çok acı…
İhtiyat zabit namzedi, başçavuş ile sıhhiye neferlerini bir iki emirberi alıp topun başına geçiyor. Noksan mürettebatla melekesiz neferlerle bu koca topu idare etmek kolay değil. Top dolduruldu… Fakat zaviye verirken namlu dişliden kurtuldu. Önündeki toprak sipere oturdu. Bereket versin, top dolu olduğundan kuyruk tarafı ağırdı da müşkülât çekmekle beraber namluyu kaldırmak mümkün oldu.
Efrat siperden top başına döndüğü sırada otuz buçukluk bir mermi, boğuk bir uğultu ile geldi. Efradın şimdi terk ettiği yere indi. Tabya sarsıldı… Satılmış çavuş, evlâdı ateşe düşman analar gibi kollarını uzattı. “Allah’ım topumu bana bağışla” diyen bir vaziyet aldı. Mermi yürüdü istikameti değişti. Siper boyunca toprağı deldi gitti.
Satılmış Çavuş’un topu ateşlendi. Heybetli bir gürültü ile mermi uğuldayarak giderken kimse hedef tarafına bakmıyordu. Gözler Satılmış Çavuş’un yüzüne dikilmişti. Manevi zevkin, en ağır yaraların acısını nasıl unutturduğunu hayran hayran seyrediyordu. Öteden, Batarya Kumandanından, tekrar ateş kumandası geldi. Galiba Batarya Kumandanı da memnun kalmıştı.[3]
Miralay Veysel[4]
[1] Birleşik Filo’nun 18 Mart 1915 tarihinde gerçekleştirmiş olduğu Boğaz Harekâtı sabah 08.15’te Queen Elizabeth ileri hareketi ile başlamıştır. Filoda bulunan Agamemnon zırhlısının hedefi Rumeli Mecidiye Tabyası olarak belirlenmiştir. Agamemnon zırhlısının yanı sıra Queen Elizabeth ve Lord Nelson gemilerinin de Rumeli Mecidiye’ye yönelik etkili atışları olmuştur. Rumeli Mecidiye Tabyası ise aradaki uzak mesafe sebebiyle top atışlarına karşılık verememiştir. Rumeli Mecidiye Tabyasının atışları öğleden sonra Boğaz’dan içeri girmeye çalışan Fransız gemilerine yönelik olmuştur. Rumeli Mecidiye Tabyası 18 Mart günü gerçekleşen harekâtta, 1’i subay olmak üzere 31 yaralı ve 12 er şehit vermiştir.
[2] Kazamat, top ateşinden ve bombalardan korunmak için yerin altına kazılmış siper.
[3] Piyade Mecmuası, Sayı:71 (1931) , s.5-6.
[4] Çanakkale Muharebeleri’nde 6-10 Ağustos 1915 tarihinde gerçekleşen Anafartalar Muharebeleri’nde 5. Tümen’e bağlı 15. Alay’ın Komutanlığını üstlenmiştir. Daha sonrasında I. Dünya Harbi’nde diğer cephelerde görevlendirilmiş ve Kurtuluş Savaşı’nda İkinci İnönü Muharebesi ve Kütahya-Eskişehir Muharebelerine katılmıştır.