Bir müddetten beri şehrimize gelmesi beklenen Norveç bandıralı Stella Polaris[1] yolcu gemisi dün gece saat 21.10’da Galata rıhtımına yanaşmıştır. Hemen hemen hepsi İngiliz olan 176 turistle 30 Eylül’de İngiltere’nin Southampton Limanı’ndan hareket eden Stella Polaris, 24 gün sürecek olan bir Akdeniz seyahatine çıkacaktır. Gemi limanımıza gelmeden evvel Cebelitarık, Malta ve Pire’ye uğramıştır. Yolcular arasında Çanakkale’de dövüşmüş olan 7 İngiliz subayı bulunmaktadır.
Norveç gemisinde, Çanakkale’de Mehmetçik ile göğüs göğüse dövüşmüş olan İngiliz askerlerinin olduğunu öğrenince kendileri ile konuşmak, onlara eski günlerini hatırlatıp başlarından geçenleri dinlemek istedim. Zaten onlar hatıralarını yad etmek için bir gazeteci tarafından rahatsız edilmeyi beklememişler, gemi Çanakkale Boğazı’ndan geçerken aralarında bir toplantı yapmışlar, eski günlerini anmışlardı.
Mr. Alfred G. Brixey uzun boylu, kırmızı yüzlü, beyaz saçlı bir İngiliz. Çanakkale çıkarmasını kısaca şöyle anlattı:
– 1915 yılının Ağustos ayında Suvla’ya çıktık. İlk günler birkaç tepe elde etmiştik. Fakat sahile kadar sürülmemiz uzun sürmedi. Sahilde 3 ay kadar barınabildik. Sonra baktık olacak gibi değil, gemilerimize binip geri döndük. Ben o zaman bir çavuştum. Size harekâtın stratejisinden bahsedecek değilim. Çünkü o zamanlar bize izahat vermezler, sadece yapacağımız hareketi söylerlerdi. Çanakkale’de muvaffak olamamamızın sebeplerinden biri idarenin bozukluğuydu. Hele karşımızdaki o Türk askerleri…
– Evet, dedim. Nedir Türk askeri hakkındaki düşünceleriniz?
-Türk askeri çok temiz dövüşür. Yani mertçe. Öyle dolambaçlı işlere gelmez. Sonra çok iyi insanlardır. Esir düşen arkadaşlarımıza çok iyi muamele ettiler. Hiçbirini öldürmediler.”
Bu sırada, Çanakkale harbinden bahsettiğimizi duyan diğer bir yaşlı İngiliz yanımıza yaklaştı. İsminin Mr. Bailey olduğunu söyleyen bu turist Çanakkale harekâtına bir yüzbaşı olarak iştirak etmiş. Yaşının ilerlemiş olmasına rağmen gayet dinç ve neşeli bir adamdı.
-Mr Bailey dedim, ya siz Türk askeri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Mr. Bailey kısa fakat manalı cevaplar veren İngilizlerdendi:
-Türk askeri iyi bir askerdir.” dedi.
-Peki neden?
-Kolay dövülmez de ondan! Sonra mertçe, erkekçe dövüşür.
-Çanakkale’de sizin başınıza neler geldi?
-Bizim ordunun çözülmeye başladığı günlerde Mehmetçikler beni 50 arkadaşımla birlikte öyle bir kovalamışlardı ki kendimize denize atmış hatta hızımızı alamayarak açıktaki kayalara kadar yüzmüştük.
Ben Çanakkale’de 8 hafta kalabildim. Bilâhare yaralandığım için beni hastaneye kaldırdılar. Birbiri ile dövüşmeleri rağmen İngiliz ve Türk askerleri arasında o günlerde bile karşılıklı bir sevgi mevcuttu. Şu ufak mesai size bu sevgi hakkında güzel bir fikir vermeye kâfidir:
Çanakkale’de çarpışmanın en hararetli bir safhasında büyük bir fırtına çıkmıştı. Ağaçlar devriliyor, kayalar yuvarlanıyordu. Her iki tarafında askeri bu vaziyet karşısında derhal çarpışmayı bıraktılar ve sanki iki müttefik devletin askeriymiş gibi birbirine yardıma koştular. Öyle ümit ediyorum ki, Çanakkale muharebesi, tarihte Türk ve İngiliz askerlerinin birbiriyle çarpıştıkları son muharebe olacaktır.
Yazan: Abdi İpekçi[2]
[1] Stella Polaris, İsveç’te inşa edilmiş olup 1927 yılında hizmete girmiştir. 5570 ton ağırlığında, 200 kişi kapasiteli yat şeklinde inşa edilmiş olup dönemin yegâne yolcu gemileri arasında yer almaktadır. Şekil itibariyle Savarona yatına çok benzemektedir.
[2] Abdi İpekçi, “Enteresan Bir Röportaj”, Yeni İstanbul Gazetesi, 11-12 Ekim 1950, s.2.