Pazartesi , Eylül 9 2024

Çanakkale Savaşları İle İlgili Ne Okuyacağım?

Mesleki açıdan Çanakkale Savaşları ile hemhal olanlara, maruz kaldığı bilgi çerçevesinde oluşan merakını gidermek için her çevreden gelen soru:

Çanakkale Savaşları ile ilgili ne okuyacağım?

Cevap: Ne bulmak istiyorsun?

Çanakkale Savaşları ile ilgili Türk yazınını çeşitli yaş gruplarına ayırmak oldukça ilginç bir çalışma olurdu. En kaba tasnifle çocuk, genç, orta yaş ve yaşlılar için sıralanabilecek bir yazın içeriğinin, hangi gruplara hitap ettiğini ortaya koyabilmek, bu konuda Türk yazınının kimlere yönelik mesaj içerdiğini ve niteliklerini belirlerdi, kanaatindeyim.

Literatürü bilenlerin sathi bir bakış açısı ile değerlendirildiğinde dahi, konuya en az hitap eden yaş grubunun orta yaş grupları olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Hikâye, roman, anı ya da tiyatro, sinema gibi sanat dallarına dair, kaygısı sanat olan, içeriklerin bu literatürün büyük bir kısmını işgal ettiği düşünüldüğünde, askeri tarih gibi somut gerçekliğe dayanan ve çeşitli diğer bilim dallarının katkısı ile bilimsel zemine oturabilen bir branştaki tahribatın boyutları anlaşılabilir. Çanakkale literatüründe askeri tarih denilen şeyin, askerlik hikâyelerini aktaranların verilerinden oluşmadığını, anlayabilmek için 21. yüzyılı beklemek gerekti. Ki yüz yıldır Çanakkale Savaşları konusu, ulusal ve uluslararası yönden popülerliği mevcut bir konu olmasına rağmen.

Bu sosyolojik tahribat, ana kaynakların henüz ortaya çıkmamış olmasından kaynaklansa da tabu haline gelen vakalarla ilgili, yeni literatür doğmakta zorluk yaşıyor. Verilere ulaşmada yaşanan aşamalardan daha çok, gün yüzüne çıkma evresinde tabularla çatışma sorunsalı ortada duruyor.

Yayın kalabalığı içerisinde, konuya tüm yönleri ile (insani, askeri, stratejik, sosyolojik, iktisadi vb) eşit hükmetmesi gereken orta yaş grupların, diğer yaş gruplarına hitap eden yayınlara maruz kaldıklarını gözlemleyebiliyoruz. Tabiki, bu durumun sonuçları da, diğer çevresel etkenlerle de birleşince, oldukça ilginç sosyolojik sonuçlar doğuruyor. Kahramanlık, cesaret, yiğitlik hikayeleri, tüm bağlamından çıkartılarak sadece efsane olarak aktarılıyor.

Askerlik mesleği açısından değerlendirildiğinde ise, durumun içler acısı olduğunu söylemek gerekir. Cephede seferberlik, sağlık, ikmal, askerlerin psikolojik durumları gibi konulara dair önemli eserler üretildi. Ancak tâli alanlar bir tarafa bırakılırsa, 1915 yılı askeri evrakları incelenerek askeri harekâta dair yazılan ve Türk tezini ortaya koyan yeterli bir telif eser, ne yazık ki, henüz yok.  Bu nedenle birinci el literatür yaratma zorunluluğu, tez yaratma amacının önüne geçiyor.

İlgili devlet kurumlarının işi üstlenerek oluşturacakları akademik bir komisyon iş başına gelmeden, Çanakkale Savaşları’nda Türk Cephesi’ni tüm yönleri ile ortaya koyacak bir başucu eserin ortaya çıkması da oldukça zor görünüyor.

Başa dönersek, soru: Çanakkale Savaşları ile ilgili ne okuyacağım?

Cevap: Ne bulmak istiyorsun?

Ayrıca Kontrol Et

KAŞ YAPARKEN GÖZ ÇIKARTMAK: ÇANAKKALE’DE ÇOCUKLAR DA MI SAVAŞTI!

Tarih biliminin çocuklara yönelik aktarımının nasıl olması gerektiğine dair özellikle pedagojik açıdan ve diğer sosyal …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.