Müttefiklerin Seddülbahir’de 4 Mart 1915 tarihinde karaya asker çıkarmaları üzerine bölgede bulunan birlikler müdahale etmiş, bu esnada Çanakkale Muharebeleri’nin sayısız kahramanlılarından birisi yaşanmıştır. 27. Alay 10. Bölük’ten Mustafa oğlu Mehmet tüfeğinin mekanizması işlemez hale gelince taş kürek eline ne geçirdiyse saldırmış ve düşmanın geri çekilmesini sağlamada önemli rol oynamıştır. Mehmet Çavuş, 4 Mart 1915 tarihinde Seddülbahir bölgesinde yapılan çıkarmada yaşadıklarını şöyle anlatmıştır:
“Takımla beraber görevdeydik. Düşman gemileri sahili yoğun bir şekilde topa tuttuktan sonra karaya asker çıkarmaya başladı. Bu arada biz de sakladığımız yerlerden çıkıp siper aldık ve düşmana ateş etmeye başladık. Düşman da yere yatıp bize ateş ediyordu. Birbirimize çok yakındık. Tüfeğimin mekanizması bir ara tutukluk yaptı. Öfkeden tüfeği yere attım. Bunu gören bir düşman askeri ayağa kalkıp bana ateş etmeye başladı. Derhal tahkimat küreğimi kapıp üstüne saldırdım. Kaç kişiye vurduğumu hatırlamıyorum. Gözlerimi açtığımda bir revir çadırındaydım.”
Bu yaşananları duyan 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal, Mehmet Çavuş’un taltif edilmesini isteyen talebini aynı günün akşamı saat 20.30’da Harapkale’den Müstahkem Mevki Komutanlığına şu yazıyı göndermiştir:
Mevki-i Müstahkem Kumandanlığı’na
Düşman yedi torpido, beş zırhlı, bir kruvazörle gece saat 2.45’te Seddülbahir’in şiddetli bombardıman ettikten ve sahile yanaşan bir zırhlının çanaklığındaki mitralyözünden Seddülbahir ve Harap Tabya civarında tahmin ettiği piyadelerimiz üzerine ateş icra ettikten sonra efrat dolu üç büyük kayığı Seddülbahir İskelesi’ne yanaştırarak altmış kadar neferi sahile çıkarmıştır. Bu noktaya karşı mevzi alan piyadelerimizin ve obüs bataryamızın ateşi bilhassa 27. Alay 10. Bölük çavuşlarından Mustafa Oğlu Mehmed’in kumandasında olrak doğrudan doğruya Seddülhbahir Kalesi içinde bulunan bir nısf takımın süngü hücumuyla düşmantard (kovulmuştur) olunmuştur. Merkum çavuş tüfeğinin mekanizmasının işlememesi üzerine taşla ve maiyetindekileriyle nümune-i imtisal olacak suretde düşmana saldırmış ve kendisi başından ve sol memesinden yaralanmışdır. İhtiyat çavuşlarından olan merkumun diğerlerine medar-ı teşvik olmak üzere şimdi bir nişan veyahut münasib diğer bir suretde taltifini istirham eylerim…
19. Fıkra Kumandanı
Kaim-makam Mustafa Kemal
Gıyas Yetkin, Yaratanların Ağzından 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi, Ankara: Türkiye Eski Muharipler Cemiyeti, 1996. 73,115.
Çanakkale savaşlarında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü silmeye yada silikleştirmeye çalışanlar lütfen yukardaki tarihe dikkat etsinler.
Gerçi Hem Art niyetli olduklarından hemde yüreklerinin taş, gözlerinin kör, kulaklarının sağır olduğundan duymaycaklarından eminim.
Ama yine de Dikkat Daha 18 Mart 1915 deniz harbi başlamadan 04/Mart/1915 tarihinde Gazimiz “Ben şimdi oraya hareket ediyorum ben gelinceye kadar karaya çıkan düşman kesinlikle denize dökülecektir” diye ilk muharebe emrini; Emrindeki 27 Alaya bildirmiş. 27nci alayın İhtiyat çavuşu Mehmet Çavuş’da gereğini yapmıştır. Sonrası hepimizce malumdur. “Ben size tauruzu değil ölmeyi emrediyorum.” emri Arıburnuda, Suvlada, Anafartalarda yankılanır Ve Osmanlının başkenti İstanbul; Çanakkale kara savaşlarında fedakar, cesur, cesur olduğu kadar akıllı Türk subay ve efradı sayesinde başlarında Mustafa Kemal olmak üzere 3 kere işgal edilmekten kurtulur.