Tayyarelerin torpido atmak için kullanılması hususunda ilk teşebbüs bundan otuz sene kadar evvel o zamanlar bahriye istihkam yüzbaşısı olan Guidoni isminde bir İtalyan tarafından yapılmıştır. Mumaileyh bir kara tayyaresinin yüksek irtifadan atılmak üzere mahdut ağırlıkta bir torpidoyu taşıması keyfiyetini tetkik etmiştir.
1912 senesinde İngiliz bahriyesi de meseleyi azamî bir dikkatle ele almış fakat o tarihlerde elde mevcut motorların mahdut olan kudretleri dolayısı ile bunu kuvveden fiile çıkarmak hususunda mühim güçlüklere tesadüf etmiş ve filhakika bir deniz tayyaresinin 356 milimetrelik bir torpidoyu kaldırabilmesi için tahminen 200 beygir kuvvetinde yani vazifede bulunan en büyük motorların fevkında bir kudrete ihtiyaç olduğuna kanaat getirmiştir. Bir taraftan Sumbeam’a bu kudretteki bir motorun inşası vazifesi verilirken diğer taraftan da bu maksat için boşluktaki sıkleti daha az olan ve binaenaleyh daha az bir kudrete ihtiyaç gösteren kara tayyareleri kullanılması düşünülmüştür.
Bu suretle 1913 senesi sonunda Sopwith tarafından inşa edilen bir tayyarenin tecrübesi yapıldı, fakat elde edilen neticenin bu maksat için memnuniyet bahşolmadığı kanaatine varıldı ve Bahriye Nezareti de deniz tayyarelerinin kullanılmasını tercih ettiği cihetle yalnız bu kategorideki tayyareler nazarı itibare alındı ve ilk tayyare taşıt gemilerinin de vazifeye girmesi üzerine artık kara tayyarelerinin deniz harplerinde kullanılması için yeni teşebbüsler yapılmadı.
Bu hususta kabul edilen deniz tayyaresi tipi şamandıralı Short 184 olmuştur. Harpten evvel hazırlanmış olan bu tayyareden üç adedi Amirallik dairesinin emri altında bulunan ve henüz hazır bir vaziyette bulunmayan Sumbeam’ların yerine 160 beygir kuvvetindeki motorlarla teçhiz edilmiştir.
Bununla beraber bu motorlarla Short’lar torpidoyu kaldıramıyorlar ve muvakkat olarak keşif işlerinde kullanılıyorlardı.
Harbin başlaması üzerine İngiliz bahriyesi deniz tayyarelerini himaye etmek üzere Manş denizini geçmeğe mahsus küçük tonilâtoda bir takım gemileri silahlandırdı. Bunlardan biri muharebe filosu için keşif vazifesi yapacak olan üç Short’a tahsis olunmuştu. Fakat başlangıçtan itibaren bunların kullanılması normal olarak açık denizde vaki olan kalkış meselesinin arz ettiği ağır müşkülâtı meydana çıkardı. Bu vaziyet, bilhassa tayyarelerin torpido ile mücehhez bulunması halinde hemen hemen gayri kabili iktiham müşkülâtı daha önceden gösteriyordu.
1914 Eylül’ünde 220 beygir kuvvetinde ilk motorlar hazırlandılar ve müteakip birinci teşrin ayında da bu motorlarla mücehhez ikiShort Ben-My-Chree deniz tayyareleri himaye gemisine tahsis edildiler. Bu gemi Çanakkale’yi muhasara etmiş olan Müttefik kuvvetlerle teşriki mesai etmek üzere Akdeniz’e gönderildi.
Tayyareler evvela keşif ve atışları tarassut etmek vazifesinde ve 1915 Ağustos’unda ise ilk defa olarak torpito tayyaresi olarak kullanıldılar. Bu ayın 12’sinde bunlardan biri Ben-My-Chree tarafından boğazların çok yakınlarına götürüldü, çünkü; tayyarenin torpidoyu hâmil olarak siai seyri ancak üç çeyrek saatti, bu tayyare muvaffakiyetli bir surette kalktıktan sonra Marmara denizinde mühimmat yüklü 5000 tonluk bir Türk gemisine torpidon atarak batırmağa muvaffak oldu. Beş gün sonra, yine bu denizde, aynı tayyare diğer bir Türk gemisine torpido atıyor, bu esnada uçuşa kalkmış olan ikinci tayyare de bir römorkörü pike ile batırıyordu.
Bütün bunlardan müşahede edildiği üzere birinci Dünya harbi esnasında İngiliz havacılığı tarafından torpido ile batırılan yegane gemiler bunlar olmuştur.
1915 senesi sonunda evvelce deniz tayyareleri himaye gemisine tahvil edilmiş bulunan Campania gemisi yeniden tadilata tâbi tutuldu. Müteakip seneden hitama eren bu tadilat diğerleri meyanında vapurun baş tarafında büyük bir kapalı mahal tertibatını ihtiva ediyordu. Bu mahallin tavanı kara tayyarelerinin havalanabilmeleri için uçuş köprüsünü teşkil ediyordu.
Bu geminin ve diğer cüzütamlar için düşünülen müşabih tadilatın ikmal edilmesini müteakip Amirallik dairesi dikkatini yeniden kara tayyaresinin torpido tayyaresi olarak kullanılması meselesine çevirdi ve Sopwill firmasına o tarihte elde edilebilmesi imkan dairesinde olan en mükemmel vasıfları ihtiva edecek bir tayyareyi kuvveden fiile çıkarmak vazifesini verdi. Böylece 200 beygir kuvvetinde bir motorla mücehhez ve 356 milimetrelik bir torpido ile teslih edilecek olan “Cuckoo” Sopwith tayyaresi tetkik edilmiş oldu.
Filo başkomutanı olan amiral Beatty bu meseleyi alaka ile himaye etti ve Alman filosuna üslerinde hücum etmek için büyük miktarda torpido tayyaresinin derhal hazırlanmasını talep etti. Böylece 1917 senesinde yüz “Cuckoo” sipariş edildi. Sopwith firmasının ordu tayyareleri taahhüdatı ile tamamen meşgul bir vaziyette bulunmasından bunların inşası havacılığa müteallik inşaatta az tecrübesi olan diğer firmalara tevdi edildi. Bu suretle işler evvelce tespit edilen tarihlere nispetle mühim miktarda geriledi. Bu sebeple ve keza motorların inşası sırasında husule gelen teahhurlar dolayısı ile bu tipteki ilk torpido tayyareleri 1918 senesi sonundan evvel hizmete giremediler. Yani mütarekeden evvel harp harekatında kullanılamayacak kadar çok geç kaldılar.
Kara torpido tayyarelerinin hazırlanmalarına intizaren deniz tayyarelerinin tam hamule ile havalanmalarının arz ettiği müşkülâtı tahfif etmek için bunları 1917 senesinde sanayi tarafından temin edilen 300 beygir kuvvetindeki daha kudretli motorlarla teçhiz etmek çareleri arandı. Böylece Short 184’ten neş’et eden yeni bir torpido tayyaresi tipi kuvveden fiile çıkarılmış oldu. Bu tipteki ilk tayyareler Akdeniz’de kullanıldılar.
Filhakika 1917 Eylülünde, Brindisi filosuna mensup Short tayyareleri yapılmak üzere Cattaro üssüne iltica etmiş olan Avusturya gemilerine karşı bir hücum hazırlandı. Mezkûr ayın beşinde sekiz tayyare büyük köprü üzerinde sıralandılar ve düşman üssünden 50 mil mesafeye kadar çekilerek götürüldüler. Evvelce tespit edilen bir anda ilk iki deniz torpido tayyaresi denize indirildi. Fakat bunların havalanması evvela rüzgarın tamamen gayrı mevcut olmasından saniyen de denizin ani olarak yükselmesinden dolayı mümkün olmadı. Tayyarelerden biri kurtarıldı diğeri ise top ateşi ile imha edildi.
Teşebbüs bu suretle tamamıyla menfi bir hareket halinde kalmış ve deniz tayyarelerinin bu cins harekat için kullanılmaları imkanlarının ne kadar tesadüfe bağlı olduğunu bir kere daha göstermiştir. Hazırlanan Short’lar böylece şamandıra yerine iniş takımı ikame etmek sureti ile kara tayyarelerine tahvil edilmiş ve sahil üslerine tahsis edilmiştir.
Torpido deniz tayyarelerinin kullanılması ile elde edilen tecrübelere istinaden Alman tayyareciliği de buna müşabih neticelere vasıl oldu. Bu tayyarelerin inşası Almanya tarafından harbin başlamasından biraz sonra kararlaştırıldı, fakat o tarihlerde Almanya’da mevcut motorların en kudretlisi 100:160 beygir kuvvetini aşmadığından Hansa-Brandenburg firması tarafından kuvveden fiile çıkarılan iki pilot mahalli ve beheri 160 beygir kuvvetinde iki motorlu tip kabul edildi.
Bu deniz tayyarelerinin, torpidoyu da hâmil olarak havalanmalarını kolaylaştırmak için iskeletini azamî derecede hafifletmek sureti ile boşluktaki sıkletini mümkün olduğu kadar azaltmak lüzumu bunların çok sağlam olmamalarını ve bu da kullanılacak personellerin bilhassa tecrübeli kimselerden terekküp etmesini intaç etti. Keza kullanılmakta olan eski bronz torpidolar birçok mahzurlara sebebiyet veriyorlar ve ekseriya atıldıkları zaman batıyorlardı. Bununla beraber bu tipteki deniz tayyareleri ki; 1916 senesinde bunlardan bir filo kadar inşa edilmişti, Baltık denizinde bir Rus torpidobotunu batırmağa muvaffak oldular.
Cotha firması tarafından inşa edilen iki motorlu torpido deniz tayyarelerinden mürekkep bir ikinci filo aynı senenin sonunda Zeebrugge’ye gönderilmiş ve buradan Manş denizinden cereyan eden Müttefiklerin deniz münakalâtına karşı hareketlerde bulunmuştur.
Zeebrugge tayyareleri tarafından yapılan hareketlerin başlıcaları hulâsaten berveçhiatidir:
11916 senesi ikinci teşrinin 9’unda üç torpido deniz tayyaresi Dover civarında 5000 tonilatoluk bir İngiliz yük gemisini pike ile batırıyorlar;
1917 senesi Nisan 19’da üç torpido deniz tayyaresi aynı tipten diğer üç tayyarenin muhafazası altında ve torpido yerine makinalı tüfekle silahlanmış olarak Marshal Ney monitoruna ve iki gemiye karşı harekatta bulunuyorlar; fakat gemilerden hiçbirine isabet vaki olmuyor;
Müteakip 1 Mayıs’ta iki torpido deniz tayyaresi; diğer iki tayyarenin muhafazası altında Gena vapuruna isabet kaydediyorlar gemi batmadan evvel makinalı tüfek ateşi ile hücum edenlerden birini düşürmeğe muvaffak oluyor;
Aynı ayın 20’nci günü bir İngiliz kömür gemisi Taymis körfezinde dört deniz tayyaresinin hücumuna uğruyor, bunlardan ikisi torpidoları atıyorlar, gemi bunlardan kurtulmağa muvaffak oluyor, bu esnada diğerleri alçak irtifadan makinalı tüfek ateşine tutuyorlar.
1917 senesi Haziran 14’te iki yük gemisine karşı yapılan taarruzda muvaffakıyet elde edilmiyor: buna mukabil ertesi gün bir torpido deniz tayyaresi pike ile Kankaree gemisini batırmağa muvaffak oluyor;
9 Temmuz öğle vakti, bir konvoya karşı üç torpido atılıyor ise de hedefe isabet etmiyorlar; hücum akşama doğru ikisi torpido tayyaresi olmak üzere dört tayyare tarafından aynı şekilde tekrar ediliyor; bunlardan biri gemilerdeki hava defi bataryaları tarafından düşürülüyor. Bir ikinci tayyare mürettebatı toplamak için denize iniyor, fakat tekrar havalanmağa muvaffak olamadığından aralarında filo komutanı da bulunan iki mürettebat bu suretle esir ediliyorlar;
Ayın 28’inde beş deniz tayyaresi Belçika sahil blokunu muhafaza eden Müttefik gemilere hücum etmek için havalanıyorlar; fakat tayyarelerden henüz atış yapılmadan avlar tarafından yolları kesilerek tayyarelerden biri düşürülüyor.
1917 senesi Eylül 9’da filo Manş’ta son harekatını icra ediyor; üçü torpido tayyaresi olmak üzere yedi tayyare Stom kömür gemisine hücum ediyorlar, gemiye iki torpido isabet ediyor ve batıyor.
Yukarıda yazılanlardan anlaşılacağı veçhile Zeebrugge filosu tarafından elde edilen maddi neticeler İngiliz havacılığı tarafından elde edilenlere nazaran daha yüksek olmasına rağmen mütevazidir. Buna mukabil manevi neticeler mühim olmuştur.
Muhafaza altında bulunan sahillerde kendisini su üstü hücumlara karşı hemen hemen emniyette hisseden İngiliz deniz münakalâtı bu suretle kendini Alman deniz tayyarelerinin torpidolarına maruz buldu. Münakalâtın normal cereyanı mânilere ve müşkülâta tesadüf etti ve muhafazası için evvela muhafaza gemileri ve sonra da tehlikeli mıntıkayı geçmek mecburiyetinde olan gemiler küçük toplarla ve makineli tüfeklerle teçhiz edildiler. Bundan maada üç av filosu Manş denizinde İngiliz sahilleri üzerinde dağıldılar.
Yukarıda işaret edildiği üzere kullanılmalarının arz etmekte olduğu müşkülâttan maada Alman torpido deniz tayyareleri düşman müdafaasının ve hava dafi kuvvetlerinin bilhassa kuvvetli olduğu bir kısımda icrayi harekat etmek mecburiyetinde idiler. Bu vaziyet, bir torpidoyu da hâmil olarak çok aşağı bir sürat ve manevra kabiliyetine malik olan bu gibi tayyareler için bilhassa tehlikeli neticeler arz ediyordu. Bu suretle 9 Eylül 1917 harekatından filo komutanının esir düşmesinden birkaç ay sonra aynı filo dağılıyor ve deniz tayyareleri vurulma kabiliyetleri pek fazla olan Zeppelinlerin yerine deniz keşifleri işlerinde kullanılıyorlar.
O zamandan itibaren ve mütarekeye kadar Alman havacılığına mensup hiçbir tayyare torpido tayyaresi olarak kullanılmamıştır.
Yukarıda söylenenlerden de anlaşılacağı üzere gerek İngiliz ve gerek Alman torpido tayyarelerinin geçen harpte kullanılmaları neticesinde elde edilen tecrübeler, kara tayyarelerinin deniz tayyarelerine faikıyetini teslim ettirmiştir. Bunun da sebebi kara tayyarelerinin boşluktaki sıkletlerinin azlığı ve bunun neticesi olarak müsavi kudretteki motorlarına rağmen daha iyi uçuş vasıflarına malik olmasıdır. Motor meselesi mahdut kudrette motorlardan başka mevcut motor bulunmayan o tarihlerde bilhassa ehemmiyet arz ediyordu.
Husus ile torpidoyu hâmil bulunan tayyareler çok az bir siai seyre malik bulunuyordu. Bunun için bunları açık denizde havalandırmak hususunda tesadüf edilen müşkülât karşısında ancak normal olarak üslere yakın mesafelerdeki hedeflere karşı kullanılabiliyorlardı.
Kara tayyareleri ise bilâkis, uçuş köprüsünü hâmil olan ilk tayyare taşıt gemilerinin hizmete girmesi ile sahillerden herhangi bir mesafede kullanılabilirler; bundan maada deniz filolarına refakat ederler ve icabında muharebeye bile müdahale edebilirlerdi.
Halihazırda müteaddit motorlu büyük deniz tayyarelerinin uçuş vasıfları bunların sahil üslerinden uzak mesafelerde torpido tayyareleri gibi kullanılmalarını mümkün kılacak mahiyettedir. Mamafih kara tayyarelerinin faikıyeti bazı hususî ahval müstesna daima aşikardır. Filhakika muharip kuvvetler tarafından kullanılmış olan tayyareler kara torpido tayyareleri olmuştur.
Bu tayyarelerin vasıfları sahil üslerinden hareket edeceklerine veya taşıt gemileri ile götürüleceklerine göre değişir. Birinciler müteaddit motorlu bir veya iki torpido ile teslih edilmiş ve üslerden uzak mesafelerde harekat yapabilecek surette yüksek siai seyre malik büyük tayyarelerdir. Bu tayyarelere muayyen bir derecede emniyet, düşmanın hava ve hava dafi harekatına karşı yüksek sürat ve kuvvetli bir makinalı tüfek teslihatı ve açık denizde uzun uçuşlar için de motorların adedi hususları tevcih edilmektedir.
Tayyareler taşıt gemilerine tahsis edilmekte olan tayyareler daha küçük ve umumiyetle tek motorludur. Bunların süratleri ve bilhassa siai seyirleri daha mahduttur. Buna mukabil daha fazla manevra kabiliyetini haizdirler. Aynı zamanda torpidonun atılmasından evvel ve sonraki tehlikeli anlarda düşmanın hücumlarına daha az maruzdurlar.
Deniz tayyarelerinin sahilden uzak mesafelerde ve kuvvetli muhafaza altında olmayarak seyreden ticaret gemilerine karşı hücum için kullanıldığı görülmektedir. Hava dafi kuvvetlerinin mahdut tesirleri ve düşman avlarına rasgelmek hususundaki zayıf ihtimal tayyare tiplerindeki mahzurlu hasletleri azaltmaktadır; diğer taraftan ise açık denizde yapılan geniş harekat mürettebata daha fazla emniyet telkin etmektedir. Bununla beraber şurası da nazarı itibaren alınmalıdır ki; müteaddit motorlu büyük kara tayyareleri, mesela Alman havacılığının İngiliz deniz nakliyatına karşı kullanmakta olduğu Condor tipinde tayyareler bu maksada uygun görülmektedir.
Son zamanlarda torpido tayyarelerinin tayyare taşıt gemilerinin refakatindeki mühim deniz kuvvetlerine karşı icra etmiş oldukları harekatta -bu silahın deniz üzerindeki muharebelerde gösterdiği tehlikeden maada- tayyarelerin torpidonun atılmasından hemen biraz evvel ve sonraki kısa bir zaman içinde arz ettikleri vurulma kabiliyeti ve gemileri muhafaza etmekte olan av tayyarelerinin kendileri için teşkil ettiği tehdidi de meydana çıkarmaktadır. Bunun neticesi olarak torpido tayyaresinin yüksek bir süratten maada büyük bir çevikliği ve manevra kabiliyetini hazi olması ve eb’adının mümkün olduğu kadar küçültülmüş olması da ayandır.
Binaenaleyh tayyare taşıt gemileri tarafından taşınacak tayyareler için büyük kudretteki (1500:2000 beygir kuvveti) yeni motorlardan birine malik bir tek motorlunun daima en münasip olduğu kendini gösterirken bunun aynı zamanda sahil üsleri için e tercih edilecek bir tip olduğu zannedilmektedir.
Sanayiin halen temin edecek bir vaziyette bulunduğu motorlarla, mücehhez bir tek motorlu tayyare torpidoyu da hâmil olduğu halde yüksek bir sürate, yüksek bir manevra kabiliyetine ve üslerden ehemmiyetli derecede uzak mesafelerde harekette bulunmağa kâfi bir siai seyre malik olabilir. Küçük bir hedef teşkil etmesi, gemilerin topları ve hasım avcıları tarafından vurulma ihtimalinin azlığı, büyük adetteki motorların gösterdiği emniyete kabili tercih olduğu zannedilmektedir.
Bu da yukarıda söylendiği gibi, bu tayyarelerin uçuş menzillerine uygun mesafeler dahilinde olmak üzere kuvvetli bir hava ve hava dafi müdafaası ile himaye edilen gemi teşkillerine karşı hücum içindir. Daha uzak hedeflere, münferit gemilere veya az kalabalık ve tayyare taşıt gemileri tarafından refakat edilmeyen filolara, ticaret gemilerinden mürekkep konvoylara ve umumiyetle ticari münakalâta karşı geniş siai seyre malik müteaddit motorlu büyük tayyarelere elverişli görülmektedir.
Halil AYDINER, 1914 – 1918 Cihan Harbi Sırasında Torpido Tayyarelerinin Kullanılması, Deniz Mecmuası, Cilt 54, Sayı 366, İstanbul 1942