Yayına Hazırlayan: Aslı SANSAK
II. Abdülhamid tarafından 1889 senesinde inşa ettirilen Anadolu Orhaniye Tabyası, stratejik konumu nedeni ile Boğaz’ın önemli savunma tabyalarındandır. Çanakkale Boğaz Muharebesinde önemli bir rolü bulunan Orhaniye Tabyası, Kumkale Kalesi’nin batısında bulunan tepede yer almaktadır. Olası bir savaş esnasında Boğaz’dan gelecek deniz gücüne karşılık verebilmesi adına kuzeydoğu-güneybatı ekseninde konuşlandırılmıştır. Bahr-i Sefid Boğazı’nın girişinde bulunan Anadolu Orhaniye Tabyası, Boğaz savunmasında önemli bir konumda bulunmaktadır. İngilizler tarafından “Orkanie” ya da “4 Numaralı Tabya” olarak adlandırılan Anadolu Orhaniye Tabyası, Boğaz’a hâkim bir konumda yer almaktadır. Tabya, bir bonet ve bonetin iki tarafında yer alan iki top yerinden oluşmaktadır. Bonetin ön cephesi hizasında hafif kırılma yaparak devam ettirilen istinat duvarları taş ve topraktan yapılmış, cephaneliklerinin bulunduğu bonetler ise toprakla örtülmüştür. Böylece tabyaya deniz tarafından yapılacak saldırılarda, kâgir[1] ve bonet ve top yerlerinin korunması amaçlanmıştır. Orhaniye Tabyası’nda cephanelik olarak kullanılan dört oda, dikdörtgen şeklinde tonoz örtü sistemi[2] kullanılmıştır. Odaların içinde duvarlar üzerinde havalandırma delikleri oluşturulmuştur. Havalandırma delikleri duvar içinde birbiriyle bağlantılı olup, bir havalandırma bacası ile dışarıya açılmıştır. Bu şekilde cephanelik olarak kullanılan mekânların hava sirkülâsyonu sağlanmıştır.
2 Ağustos 1914 tarihinde Almanya ile yapmış olduğu anlaşma ile Birinci Dünya Savaşına dâhil olan Osmanlı Devleti, seferberliği ilan edilmesiyle Boğaz’ın savunmasında önemli rol oynayacak olan tabyaların iyileştirme ve güçlendirme çalışmalarına başlamıştır. Orhaniye Tabyası’nın Çanakkale Boğazı’nın giriş kısmında bulunması ve olası bir bombardımanda ilk hedef olması dolayısıyla Orhaniye Tabyası’nda iyi eğitim almış ve donanımlı bir personele ihtiyaç duyulmuştur. Orhaniye Tabyası’nın güçlü toplarla korunmaya ihtiyaç duyması nedeniyle 2,24’lük toplar kullanılmıştır. 3 Kasım 1914 tarihinde yapılacak ilk bombardımana kadar geçen sürede Çanakkale Boğazı’nın güvenliğini sağlayacak düzenlemeler ve iyileştirmeler yapılmıştır.
Stratejik olarak büyük öneme sahip olan Anadolu Orhaniye Tabyası ve Rumeli Yakasında bulunan Ertuğrul Tabyası, Boğaz müdafaasında yapacağı atışlarla düşman donanmasını yorması ve merkez tabyaların hazırlık yapmasına imkân sağlaması planlanmıştır. Anadolu Orhaniye Tabyası, konumu itibariyle bombardımanın başlamasıyla birlikte savaşta etkin bir rol oynamış ve düşman donanmasının ilk hedefi olduğundan dolayı ağır tahribata maruz bırakılmıştır. 3 Kasım 1914 tarihinde İngiliz ve Fransız savaş gemilerinden oluşan toplam 18 savaş gemisi, öğleden sonra saat 15.00 sularında Çanakkale Boğazı’nın önünde belirmiş ve yaklaşık 17 dakika boyunca giriş tahkimatında bulunan tabyaları bombardımana tutmuştur. Bombardıman esnasında Türk tabyalarından karşı ateş açılmıştır.
İlk bombardımanın ardından 3,5 ay kadar bir hareketsizlik dönemine girilmiştir. İtilaf Devletleri, 3 Kasım bombardımanın ardından donanmasını kuvvetlendirme çalışmalarına başlamıştır, aynı dönemde Çanakkale savunmasının güçlendirilme çalışmaları da hız kazanmıştır. 15 Ocak 1915 tarihinde istihkâm personellerinde değişikliğe gidilmiştir. Orhaniye Tabyası’nda bulunan tüm personeller Alman personelle değiştirilmiştir. Ayrıca mevcut kullanılan toplar Alman Krupp fabrikasından getirtilmiş ve dönemin en iyi topçu eğiticilerinin Almanlar olması da fayda sağlamıştır. Çanakkale Muharebelerinde Boğaz savunmasında en etkili mühimmatlardan olan 2 adet 240/35’lik top Orhaniye Tabyası’nda bulunmaktaydı. Bu toplar günümüzde Orhaniye Tabyası’nda bulunmamaktadır. Fakat sabitlendiği sehpalar hala Orhaniye Tabyası’nda yer almaktadır. Toplardan biri Cumhuriyet Meydanı’nda sergilenmekte ve adeta anıt niteliği taşımaktadır. Diğer top ise bir kısmı tahrip olmuş şekilde Deniz Müzesi’nde ziyaretçilerini beklemektedir.
19 Şubat 1915 tarihine gelindiğinde İtilaf Devletleri’nin ‘’Yenilmez Armada’’ olarak adlandırdığı donanması, Çanakkale Boğazı önünde 3 grup halinde konuşlanmıştır. Sabah 07.45 sularında Tavşan ve Gökçeada Adaları’nın arasında beliren Müttefik Filo, saat 09.30 olduğunda bombardımana başlamıştır. Sabah yapılan ateşlere Türk tabyalarından karşılık verilememiştir. Inflexible, saat 12.00’de Ertuğrul Tabyası’na yaptığı bombardımanda başarılı olunca bu kez ateşini, saat 13.00’te Seddülbahir Tabyası’na yöneltmiştir.
Hava keşfiyle Kumkale ve Orhaniye’deki topların sağlam kaldıklarının anlaşılmasının ardından Amiral Carden, saat 14.00’de muharebenin ikinci evresini başlatmıştır. Amiral Ouepratte, Suffren’in ateşe başladığı sırada Vengeance ve Cornwallis’in kıyıya yaklaşmalarını emrini vermiştir. Bu iki gemi, Kumkale ve Seddülbahir bataryalarını bombardımana tuttuktan sonra, ateşlerini Orhaniye ve Ertuğrul bataryalarına çevirmiştir. Tabyalardan karşılık gelmemesi üzerine Amiral Carden, neler olduğunu daha net görebilmek için Suffren’e kıyıya daha yaklaşması, Vengeance’nin de ateş keserek tabyaları gözden geçirmesi işaretini vermiştir. Suffren’in işareti “ateş kes” işareti lnflexible tarafından “yaklaş” şeklinde anlaşılması üzerine Suffren, Orhaniye Bataryasını tahrip için en iyi durumda bulunurken çekilmeye başlamıştır. Bu sırada, Vengeance Çanakkale Boğazı’nın ağzına hızla ilerlerken Orhaniye ve Ertuğrul Bataryaları ateşe başlamıştır. Orhaniye Bataryasının ateşi oldukça ağır olmuş, Vengeance’nin sereni kırılmış ve büyük hasara uğramıştır. Vengeance ile birlikte Cornvvallis de yoğun ateş altında kalmıştır. Bunun üzerine Amiral Carden, lnflexible’a saat 17.15’te, Orhaniye Bataryasını ateş altına aldırarak Müttefik Filo’ya yeni katılan Agamemnon ve Cornwallis’e de yardım etmesini emretmiştir. Böylece Agamemnon, Orhaniye ve Ertuğrul Bataryalarını bombardımana başlamıştır. Müttefik Filo hareket halindeyken Orhaniye ve diğer giriş tabyalarını vurmaya çalışmış, cephaneliğinin büyük kısmını kullanmasına karşın bir başarı elde edememiştir. Amiral Carden, saat 17.30’da görüş koşullarının iyice kötüleşmesi nedeniyle harekâta son verme kararı almış ve Müttefik Filo akşamüzeri Çanakkale önünden çekilmiştir.
19 Şubat 1915 tarihinden sonra uzun süre hava koşullarının olumsuz olması nedeniyle ikinci büyük bombardıman 25 Şubat tarihinde yapılmıştır. Amiral Carden, Orhaniye Tabyası ve Ertuğrul Tabyaları’nı etkisiz hale getirmek için en şiddetli bombardımanını başlatmıştır. 25 Şubat 1915 sabahı; Vengeance, Cornwallis, Suffren, Charlemagne, Agamemnon, Queen Elizabeth, Irressistible ve Gaulois muharebe gemilerinin katıldığı yeni bir harekât düzenlenmiştir. Sabah saatlerinde Irresistible, yaptığı yoğun atışlarla Orhaniye Bataryası’nın ateşini kesmiştir.
Öğle saatlerinde Queen Elizabeth’in Ertuğrul Bataryasına yaptığı ateşe, Agamemnon da katılınca, batarya bu ateşlerden etkilenerek büyük hasara uğramıştır. Öğleden sonra bataryalar artık ateş edemez duruma gelmiştir. Amiral Carden’in saat 12.45’teki emri üzerine, önde Vengeance, arkada Cornwallis, Boğaz girişine doğru ilerlemeye başlamıştır. Her iki gemi de Orhaniye ve Ertuğrul Bataryalarını ateşe başlamışlardır. Seddülbahir ve Kumkale Tabyaları’ndan ise ancak dörder mermi atılabilmiştir. Düşman gemilerinin ateşleri etkili olmuş, iki top isabet almıştır. Seddülbahir’de de yangın çıkmış, Orhaniye Bataryası da bu zamana kadar ateş açamamıştır.
Amiral Carden, ikinci yaklaşma hareketine başlanmasını ve ateşin Kumkale ve Orhaniye üzerinde toplanması emrini vermiştir. Saat 14.10’da Suffren, 15 dakika süreyle Orhaniye’yi bombardımana tutmuş, ardından iskeleye dönüş yaparak altı dakika süreyle Seddülbahir Tabyası ateş altında bırakılmıştır. Amiral Carden, saat 15.00’te Albion ile Truimph’un istihkâmlara yaklaşmalarını emretmiştir. Saat 16.00’ya doğru Orhaniye Bataryasındaki bir top, Albion’a ancak bir mermi atabilmiştir.
25 Şubat’ta Boğaz girişinin tamamen susmasıyla Çanakkale Boğazı Birleşik Filo’ya neredeyse açık hale gelmiştir. Bu tarihten 18 Mart’a kadar geçen süreçte Boğaz’a yönelik 35 saldırı yapılmıştır. Birleşik Filo’nun bu saldırılarına karşı Müstahkem Mevki Komutanlığı tarafından yeni önlemler alınmıştır. 9. Tümen bölgesine Kumkale ve Orhaniye kesimi, bir makineli tüfek takımıyla takviye edilerek olası bir düşman çıkarmasına karşı bu bölgenin etkili bir şekilde ateş altına alınması emredilmiştir.
Çanakkale Muharebeleri sona erdikten sonra tekrar bakım ve onarıma giren Orhaniye Tabyası, II. Dünya savaşının başlamasıyla hazırlık aşamasında güçlendirilmiş ve top platformları eklenmiştir. Günümüzde ise bakımsız duruma gelen ve özellikle yaz aylarında ziyaretçileriyle buluşan Orhaniye Tabyası, onarıma muhtaç hale gelmiştir.
KAYNAKÇA
Bayram Akgün, Boğaz’ın Fedaileri, DBY yayınları, İstanbul, 2018.
Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale Cephesi (Haziran 1914-25 Nisan 1915), C. 5, 1. Kitap, Genelkurmay Personel Başkanlığı Askerî Tarih ve Stratejik Etüt (ATAŞE) Daire Başkanlığı Yayınları, Ankara, 2012.
Erol Mütercimler, Gelibolu 1915, İstanbul, Alfa yayınları, 2021.
Michael Forrest, Çanakkale Boğaz Savunması, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2017.
Şükrü Erkal, Birinci Dünya Harbi’nde Türk Harbi, Genelkurmay Basımevi, Ankara,1997.
Yusuf Acıoğlu, Çanakkale Tabyaları, Sanat Tarihi Dergisi, 2016, s.1-57.
[1] Tuğla, beton, yığma taş gibi organik olmayan malzemeyle inşa edilmiş yapılar.
[2] Kemerlerin bir araya gelmesiyle oluşturulan tavan örtüsü.