
Anafartalar Grubu Komutanı Miralay Mustafa Kemal “…İngilizleri denize dökmeden buradan gitmenize izin yok” diyor.
Madam Wanda Zembrzuska
Özet
Harp muhabirleri Birinci Dünya Savaşı’nın en kritik cephelerinden biri olan Çanakkale Cephesi’ndeki gelişmeleri cepheden gönderdikleri mektuplarla kamuoyuna duyurmuşlardır. Muhabirler savaşın gidişatını kaleme alırlarken cephedeki savaş zorluklarının yanı sıra bir takım uygulamaları yerine getirerek ve sansür gibi unsurlara dikkat ederek mesleklerini icra etmeye çalışmışlardır. Savaşın düzenini bozmamak adına muhabir seçiminde sıkı tedbirler alınmış ve sadece belirli kuralları yerine getiren muhabirler kabul edilmiştir. Bu kurallar cephede de devam etmiş, uygun olmayan hareketlerde bulunanlar ve talimatnamelere uymayanlar kesin bir şekilde uzaklaştırılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Çanakkale Cephesi, Harp Muhabirleri, Sansür Talimatnamesi, Harp Muhabirleri Talimatnamesi.
Giriş
Savaş, gerek asker gerekse sivil herkes için ayrı zorlukları olan bir haldir. Bir yanda askerlerin cephede vatan uğruna ölümle burun buruna verdikleri mücadele, bir yanda da geride kalan halkın vatanın ve askerin durumu ile ilgili meraklı bekleyişi vardır. Bu noktada savaşın ön yüzünden arka yüzüne bilgi akışını sağlamak konusunda üzerine vazife düşen bir başka grup göze çarpmaktadır; harp muhabirleri. Birinci Dünya Savaşı sırasında muhabirlerin çoğu Türk ordusunun kazandığı askeri başarının da etkisiyle Çanakkale Cephesi’ne gönderilmiştir.[1] Seferberlik nedeniyle askerin uygulayacağı stratejinin gizliliğini sağlayarak halkı ülkenin bulunduğu durumla ilgili bilgilendirmek için alınan önlemler ışığında, harp muhabirlerinin muharebe alanlarını ziyaretine izin verilmiştir. Bu çerçevede yalnızca Osmanlı Devleti’nin muhabirleri değil yabancı basın da savaşın seyrinden haberdar olabilmek için Çanakkale Cephesi’ne muhabir gönderme talebinde bulunmuştur. Ancak hem Osmanlı Devleti’ne mensup hem de yabancı devletlere mensup muhabirlerin bu görevi gerçekleştirmesi için devletin ve askeriyenin belirlediği, muhabirlerin izlemesi gereken adımlar vardır.
Harp Muhabirlerinin Cepheye Kabul Aşaması
Savaşın durumunu yazmak, askerin cepheye sevkiyatını, orada yaptığı uygulamaları ve ibadet hallerini fotoğraflandırmak ve videoya almak isteyen bu muhabirlerin uymaları gereken kurallar “Harekât-ı Harbiye-i Takibe Mezun Harb Muhabirleri Hakkında Talimatname” adı verilen belgede yer almaktadır. Bu talimatnameye göre harp muhabirleri cephedeki askerlere katılabilmek için belirlenen düzenlemelere uygun hareket etmelidirler. Bu düzenlemeler doğrultusunda yapılması gereken ilk işlem; Müslüman olanlar için üzerinde nüfus kâğıdı olan, gayrimüslimler için ise üzerinde pasaportları ya da onun yerine geçebilecek bir belge olan kâğıtları yanında bulundurmalarıdır. Kanunlara uygun şekilde çekilmiş bir fotoğraf, Müslüman ise zabıtaya onaylanmış iyi hal belgesi, gayrimüslim ise bulunduğu elçilikten buna benzer bir tavsiyename, muhabirleri gönderen gazete veya ajansın sertifikası, muhabirlerin çalıştıkları gazete veya dergilerden iki nüsha Büyük Karargâh-ı Umumi istihbarat şubesine gönderilmelidir. Ayrıca gayrimüslimlere ait belgelerin Fransızca yazılmış olması gerekmektedir. Belirtilen bu belgeler muhabirlerin her zaman yanlarında olmak zorundadır. Fakat bu belgeler muhabirlerin her yere girebilmeleri için tek başına yeterli değildir, muhabirlerin yerine getirmesi gereken başka hususlar da vardır. Siyaset şüphelileri muhabir olarak cepheye kesinlikle kabul edilmezler. Harp muhabirleri yazılarını yazarken Büyük Karargâh-ı Umumi’nin eski şubesinin veya bulundukları bölgedeki ordu ve kolordu karargâhlarının sansür memurları kontrolü altında yazmak mecburiyetindedir.[2]
Harp muhabirlerinin muharebe alanına gidebilmeleri için önce Büyük Karargâh-ı Umumi eski şubesine müracaat ederek gerekli belgeleri vermeleri ve mevcut talimat ve nizamnameyle ilgili bilgi almaları gerekmektedir. Önce kanuna uygun şekilde yazılmış olan harp muhabirlerinin belgeleri araştırılır, daha sonra kabul edilenler ve kabul edilmeyenler Büyük Karargâh-ı Umumi’nin eski şubesine bildirilir. Başkumandan vekiline bu emir ve izin rica edilir. Belirlenen belgeleri gösterenler harp muhabiri olarak tanınacaklar ve harp muhabirleri hakkındaki talimatnamenin kendilerine okunduğuna ve talimatnamede bulunanlara tamamen uyacaklarına dair imza atarlar, bunun karşılığında ruhsatname alırlardır.[3] Aldıkları bu ruhsatnamede muharebe alanına gidecek muhabirin ismi, fotoğrafı, boyu, ten rengi, sakal ve bıyığının olup olmadığı, hangi gazetede muhabirlik yaptığı, dini, ikamet ettiği şehir, bildiği diller gibi bilgilerin yanı sıra orduya muhabir olarak katılmasında bir engel bulunmadığını belirten yazı, gitmesine izin verilen alan, Erkan-ı Harbiye Umumiye reisi tarafından ruhsatnamenin onaylandığı ve onaylanma tarihi yazılıdır.[4]
Cepheye Kabul Edilen Harp Muhabirleri
Harp muhabiri olarak kabul edilenlere bir veya birkaç belirli alanda dolaşmaları izin verilir. Belirlenen alan veya alanların durumlarından haberdar etmek istihbarat şubesinin görevidir. Harekât şubesinde muhabirlerin dolaşmasına izin verilen alanların yeri muhabirlerin oraya gidecekleri güne kadar söylenmemektedir. Muhabirlere yola çıkacakları gün, gitmeden hemen önce yerleri bildirilir ve oraya ulaşmaları için gerekli araçlar konusunda yardımcı olunur. Harp muhabirleri belirlenen yerlere ulaştıktan sonra –eğer varsa-kendilerine gitmeleri izin verilen diğer ikinci bir alana geçerlerken Büyük Karargâh-ı Umumi’nin istihbarat şubesinden yazı ya da telgraf ile tekrar izin istemeleri gerekmektedir. Bir ordu veya kolordu askeri alan bölgesindeki faaliyet alanına giren harp muhabirleri derhal o alanın Erkan-ı Harbiyesine müracaatla belirlenen alan ordu ve kolorduya veya askeri alana (varsa engelli olduğu) belirtilmelidir.[5] Harp muhabirleri savaş sırasında mesleklerini icra ettikleri süre boyunca bulundukları alandaki komutanların izini dahilinde hareket etmeli, savaşın seyrine göre komutanın verdiği emirleri uygulamalı ve gerektiğinde ellerindeki iletişim cihazlarını komutanların kullanmasına izin vermelilerdir.[6]
Harp muhabirleri gerek içeriye gerekse dışarıya gönderilecekleri yazışmaları Türkçe veya Fransızca yazmalı ve bunları göndermeden önce karargâhtaki sansüre göstermelidir. Paket ve mektuplar açık bir şekilde gösterilir. Gazetelere dağıtmak için muhabirlerin mensup oldukları yerlere gönderilecek telgraflar iki nüsha olarak sansüre verilir.[7] Muhabirlerin görevleri savaş zamanında normalde olduğundan daha önemlidir. Bu yüzden harp muhabirlerinin kâğıt gereksiniminin karşılanması için savaş sırasında zaman zaman Tercüman-ı Hakikat, Tasvir-i Efkâr ve İkdam gazeteleri devlete dilekçeler göndermiştir.[8]
Harp muhabirlerinin kollarında her zaman “H.M.” yazılı bir şerit bulunmak zorundadır. Bu şerit kendilerine sansür şubeleri tarafından verilir ve muhabirler bundan başka bir işaret taşıyamazlar. Harp muhabirleri yanlarında bulundurdukları yardımcılarının hareketlerinden sorumludurlar. Yardımcılarının kimlikleri de muhabirlerinki gibi onaylanarak belgelenmiş olmalıdır. Ordu’dan ayrılıp geri dönmek isteyen muhabirler Büyük Karargâh-ı Umumi’ye müracaat ederek kendilerine gösterilecek yolu takip etmelidir.[9]
Harp Muhabirlerinin Cepheden Geri Gönderileceği Durumlar
Harp muhabirleri bulundukları karargâhtaki askeri sansürü uygulamak ve Harbiye’nin aldığı tedbirlere uygun bir şekilde hareket etmek zorundalardır. Belirlenen sansür talimatnamesine uymayan muhabirlerin mensup olduğu gazete veya ajanslar ya belli bir süreliğine ya da tamamen kapatılarak cezalandırılır. Tamamen kapatılan gazete veya ajanslar bir daha hiç bir suretle faaliyet gösteremezler, müdürleri de askeri mahkemeye gönderilir. Karargâhın sansür memurlarından geçip başkente gelen gazete yazıları sansür müfettişliği tarafından bir kez daha kontrol edilir. Talimatnameye uygun olanlar “talimata mutabıktır” kaydıyla sansür memuruna ve nöbetçi sansür zabitine imzalatıldıktan sonra dağıtıma çıkabilir. Sansür memurları tarafından geçersiz olarak işaretlenen ya da imzalanmadan dağıtıma çıkan gazeteler tamamen kapatılır, müdürleri de askeri mahkemeye gönderilir. Karargâh-ı Umumi’den onaylanmayan harp muhabirlerinin hiçbir yazısı kabul edilmez.[10]
Harp muhabirlerinin bir askeri alanda kalabilmesi belirlenen o alanın komutanının iznine bağlıdır. Harp muhabiri eğer bölgede uygun olmayan bir davranışta bulunursa bölge amiri belirtilen ruhsat ile izni iptal eder ve muhabir geri gönderilir. Harp muhabirleri bulundukları askeri alandan bir diğerine geçerken, tekrar izin aldıktan sonra yola çıkacaklarını belirlenen alanın komutanına bildirmeli ve kendilerine gösterilecek yollardan gitmelilerdir.[11]
Harp muhabirleri belirtilen ruhsatnameyi aldıktan sonra bu nizamnameye uymadıkları ya da gizli halleri ortaya çıkaran, olayları yorumlayan telgraflar gönderirlerse ya geçici olarak yazmaları engellenir ya da tamamen ordudan gönderilirler. Ordudan gönderilecek olan muhabirler hemen yola çıkarılırlar. Yol boyunca harcamaları kendilerine ait olur ve yolda başına geleceklerden kimse sorumlu tutulmaz. Belirlenen hususlara uygun hareket etmeyen ve muhabir olduğunu iddia eden kişilere elinde belge de olsa Büyük Karargâh-ı Umumi’nin istihbarat şubesi tarafından soruşturma başlatılır. Tüm bu belirtilen hususlar fotoğrafçı muhabirler için de geçerlidir.[12]
Bunların dışında hem ordu hem de donanmayla ilgili Osmanlıya bağlı her türlü bilgi; ülkenin iç ve dış politikasına ve yabancı diplomat ve konsolosların, ülkenin milli durumu ve ticareti ile ilgili bilgi; Osmanlı ya da yabancı tüccar gemilerinin hareketi, ordu ve ülkenin gerçek durumuyla ilgili çeşitli haberler; (tren, vapur kazaları ve yangın gibi haberler de dâhil) iç ve dış etkisi olabilecek bütün haberler muhabirin bulunduğu ve telgraf yazılmasıyla görevli askeriyenin izni dâhilinde yazılmak zorundadır. Ayrıca herhangi bir siyasi amaç içinde ya da dışında topluma yapılan bildirgeler yayılır, herhangi bir olay ilan olarak asılırsa, ordu ve topluma zararlı resim, gazete ve broşürlerin yabancı ülkelerden getirtilerek ülkeye dağıtılması ve yayılmasını sağlamak durumunda muhabir yargılara uyularak dava edilir. Basılı evraklara, haritalara suç araçları olarak el konulur.[13]
Cepheye Gönderilen Türk Harp Muhabirlerine Örnekler
Kalcızâde Mehmet Agâh Efendi: Osmanlı tebaasından Kalcızâde Mehmet Agâh Efendi Trabzon doğumlu olup 34 yaşındadır. Dersaadet Polis Müdüriyeti onayıyla Tasvir-i Efkâr Gazetesi adına Çanakkale Cephesi’ne kabul edilmiştir. Türkçe ve Fransızca bilen Mehmet Agâh Efendi, Dersaadet’de Sarıgüzel Mahallesinde ikametgâh etmektedir. Çanakkale Cephesi’nde Bahr-i Sefid Mevkii Müstahkem Kumandanlığı ve mevkii Kale-i Sultaniye gönderilmesine izin verilmiştir. Karargâh-ı Umumi Erkan-ı Riyaseti tarafından kendisine verilen ruhsatname 11 Mart 1915 tarihlidir.[14]
Uşakizâde Ali Ekrem Bey: Osmanlı tabaasından Uşakizâde Ali Ekrem Bey, Dersaadet’de doğumuş ve 25 yaşındadır. Kendisinin ikametgâh ettiği yer Dersaadet’dir ve Türkçe bilmektedir. Tanin Gazetesi adına harp muhabiri olarak cepheye kabul edilmiş, sivil muhabirdir. Çanakkale Cephesi’nde Beşinci Ordu ve mevkii Gelibolu’ya ziyaretine izin verilmiştir. Buraya gidebilmek için Karargâh-ı Umumi Erkan-ı Riyaseti’nden aldığı ruhsatname 6 Mayıs 1915 tarihlidir.(Bkz. EK-1) Karargâh-ı Umumi’ye yapılan müracaatta Ali Ekrem Bey’in iyi hal sahibi, namuslu ve güvenilir biri olduğu belirlenmiştir.[15]
Ebuzziyazâde Velid Bey: Osmanlı tebaasından, Dersaadet doğumlu Ebuzziyazâde Velid Bey, 27 yaşında olup Türkçe, Fransızca ve biraz Almaca bilmektedir. Tasvir-i Efkâr Gazetesi adına Çanakkale Cephesi’ne kabul edilmiştir. İkametgâh adresi Dersaadet’de Makriköy’dür. Çanakkale Cephesi’nde Beşinci Ordu Karargâhı ve Çanakkale Mevkii Müstahkem Karargâhı mevkii Gelibolu ve Çanakkale’ye gitmesi izin verilmiştir. Karargâh-ı Umumi Erkan-ı Riyaseti’nden aldığı ruhsatname 19 Haziran 1915 tarihlidir.[16]
Cepheye Gönderilen Yabancı Harp Muhabirlerine Örnekler
Madam Wanda Zembruska: Bulgar tebaasından Wanda Zembruska Bulgaristan doğumlu olup 24 yaşındadır. Protestan mezhebinden olmakta ve Bulgarca, Fransızca, Romence ve Almanca dillerini bilmektedir. Kendisi Dersaadet’de Asmalı Mescid’de kalmaktadır. Otro ve Denevnik Gazetesi adına Çanakkale Cephesi’ne gönderilmiştir. Çanakkale Cephesi’nde ziyaret etmesine izin verilen yer Beşinci Ordu ve mevkii Gelibolu’dur. Cepheye gidebilmesi için Karargâh-ı Umumi Erkan-ı Riyaseti’nden aldığı ruhsatname 19 Ağustos 1915 tarihlidir.[17] (Bkz. EK-2) Wanda Zembrzuska, Birinci Dünya Savaşı’nı cephede takip eden tek kadın muhabir olarak basın tarihine geçmiştir. 1915 Ağustosunda Çanakkale Cephesi’nde 10 gün kalan Wanda Zembrzuska, İngiliz saldırısı eşliğinde Mustafa Kemal Atatürk ile yaptığı röportajda Mustafa Kemal Atatürk’ün kendisine “…İngilizleri denize dökmeden buradan gitmenize izin yok” dediğini yazmıştır.[18]
George Schreiner: Amerika tebaasından, 34 yaşındaki George Schreiner, Associated Press Seyyar Muhabiri ve Daily News Gazetesi adına Çanakkale Cephesi’ne muhabir olarak kabul edilmiştir. Dersaadet’de Kroker Oteli’nde kalmakta olan Schreiner, Protestan mezhebine mensup olup İngilizce ve Fransızca dillerini bilmektedir. Çanakkale Cephesi’nde Çanakkale Mevkii Müstahkem Kumandanlığı Karargâhı ve mevkii Çanakkale’ye gitmesine izin verilmiştir. Cepheye gitmek üzere Karargâh-ı Umumi Erkan-ı Riyaseti’nden aldığı ruhsatname 19 Nisan 1915 tarihlidir.[19]
Wilhelm Schwedler: Alman tebaasından, Almanya doğumlu Wilhelm Schwedler 32 yaşındadır. Protestan mezhebine mensup Schwedler, Almance, Fransızce ve İngilizce bilmektedir. Sivil muhabirdir, Dersaadet’de Kroker’de kalmaktadır. Vertreter Des Wolff, Schen Telegraphen Büreaus Ajansı adına Almanya Sefaretinin tavsiyesi ve Nazır Paşa Hazretlerinin emriyle Çanakkale Cephesi’ne kabul edilmiştir. Çanakkale Cephesi’nde Çanakkale Mevkii Müstahkem Kumandanlığı Karargâhı ve mevkii Çanakkale’de muhabirlik yapmasına izin verilmiştir. Buraya gitmek üzere Karargâh-ı Umumi Erkan-ı Riyaseti’nden aldığı ruhsatname 30 Nisan 1915 tarihlidir.[20]
Cepheye Gönderilen Diğer Harp Muhabirleri
Belirtilen talimatname gereğince işlemlerini tamamlayıp Çanakkale Cephesi’ne kabul edilen Türk muhabirlerden diğerleri; Milli Osmanlı Telgraf Ajansı muhabiri Hüseyin Kazım Bey[21] ve Müdafaa-i Milliye Cemiyeti adına Darülmuallimin-i Aliye Fotoğraf Muallimi Necati Bey[22]’dir.
Çanakkale Cephesi’ne kabul edilen yabancı harp muhabirlerinin diğerleri ise; İngiliz gazeteci Ellis Arsmead Bartlett[23], Avustralyalı gazeteci Keith Arthur Murdoch[24], Avusturyalı gazeteci Georg Bittner[25], Alman gazeteci Maks Hervell[26], Amerikalı gazeteci Ferdinand Reihr[27], İsveç 19. Alay Piyade Yüzbaşısı Ajansından İsveç Sefareti Ateşesi Otto Broman[28], İsveç Bahriye Zabitanından Ajansından Kapten Thore Fevrell[29], Budapesti Hirlap Gazetesinden Macar muhabir Etienne Stefan Robai[30], Macar gazeteci Dr. Mösyö Etienne de Dubai, Alman gazeteci Wilhelm Dietrich von der Schulenburg[31], Associated Press Gazetesi muhabiri Theron J. Damon[32], İsveçli gazeteci Nielslago Lenguist[33], Alman gazeteci Dr. Harry Furnuer[34], Korrespondet der Vossischen Zeitung Gazetesi muhabiri Herr Grunwald[35], Wiered Frenedenblattes Gazetesi muhabiri Avusturyalı Victor Spernoga[36], Avusturyalı Dr. Blakon Landavar[37], Berlingske Tidende Gazetesi muhabiri Danimarkalı Henry Alexander Hellsen[38], Macar Dr. Stephan Robay[39], Daily News Gazetesi muhabiri Amerikalı Raymond Swing[40], New York Amerikan Gazetesi muhabiri Granovil Rolan Fortesko[41], Avusturyalı Segfried Geyer[42], Berliner Zeitung Gazetesi muhabiri Dr. Karl Vol Moeller[43], Alman gazeteci George Leberhat[44], İsveçli gazeteci Yüzbaşı H. Hedendahl[45], İsveçli gazeteci Graf Pirjer Morner[46], İspanyol gazeteci Barselonalı Enrigue Dominguez Rodino[47],İspanyol gazeteci Javier Bueno[48], Amerikalı gazeteci Granovil Rolan Fortesko[49] ve Polonyalı gazeteci Mösyö Sanha[50]’dır.
Sonuç
Birinci Dünya Savaşı’nda en fazla muhabir gönderilen cephe Çanakkale Cephesi olmuştur. Kazanılan zaferlerin de etkisiyle Türk basını gibi yabancı basın da buraya oldukça büyük bir ilgi göstermiştir. Özellikle Almanya, Amerika, Avusturya ve İsveç’ten savaşın seyriyle ilgili bilgi edinmek, fotoğraf ve görüntü almak için cepheyi ziyaret eden çok sayıda muhabir olmuştur. Osmanlı Devleti seferberlik döneminde Türk ve yabancı basınının görevlerini değerli görmüş ve ihtiyacı olan gereçlerin temini hususunda yardımcı olmak için imkânlarını kullanmıştır. Savaş sırasında askerlerin arasında bulunan muhabirlerin ortama uyum sağlaması, uygulanacak harekât planını dolaylı da olsa etkileyebilmektedir. Bu sebeple Osmanlı Devleti harp muhabirlerinin cepheye ziyareti konusunda oldukça titiz davranmıştır. Devlet, Türk ve yabancı muhabirler için talimatnameler belirlemiş ve bu talimatnameler doğrultusunda muhabirleri cepheye harp muhabiri sıfatıyla kabul etmiştir. Kesin kurallar içeren bu talimatnamelerin dışına çıkan muhabirleri de belirlediği uygulamalarla cezalandırmış ve gereğini yapmıştır. Osmanlı Devleti’nin savaş süresince aldığı bu tedbirler de Çanakkale Zaferi’nin kazanılmasındaki önemli etkenlerden biri olmuştur.
KAYNAKÇA
Başbakanlık Osmanlı Arşivi.
Harekât-ı Harbiye-i Takibe Mezun Harb Muhabirleri Hakkında Talimatname (1330). İstanbul: Matba-i Askeriye-Süleymaniye.
Kalemli, Hüseyin (2018). Birinci Dünya Savaşı Yıllarında Osmanlı Devletinde Harp Muhabirliği, Fotoğrafçılığı ve Sinematografçılık. Türkiyat Mecmuası, 2 (28), 67-109.
Osmanlı Belgelerinde Birinci Dünya Harbi I (2013). İstanbul: TC. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, 130.
Osmanlı Belgelerinde Birinci Dünya Harbi II (2013). İstanbul: TC. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, 73.
Sansür Talimatnamesi (1330). İstanbul: Matba-i Askeriye-Süleymaniye.
Saral, Emre (2017). Avusturyalı Muhabir Georg Bittner’in Çanakkale Cephesi İzlenimleri, Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı, 23, 133-163.
Sürmeli, Serpil (2006). İngiliz Savaş Muhabiri Ellis Ashmead Bartlett’in Gözüyle Çanakkale Seferi Başarısızlığı ve Gelibolu’da Sıradışı Mücadelesi. Atatürk Dergisi, 1 (5), 81-100.
Yavuz, Fikrettin ; Toman, Murat (2017). Avustralyalı Gazeteci Keith Arthur Murdoch’ın Çanakkale Cephesine Dair Raporunun Analizi. Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı, 23 (15), 221-246.
Zembrzuska, Wanda (2019). Muhabirimiz Çanakkale Cephesinden Bildiriyor!. (Çev. Hüseyin Mevsim), İstanbul: Kitap Yayınevi.
EKLER
EK 1. Uşakizâde Ali Ekrem Bey’e ait ruhsatname.

EK 2. Madam Wanda Zembruska’ya ait ruhsatname.

[1] Hüseyin Kalemli, “Birinci Dünya Savaşı Yıllarında Osmanlı Devletinde Harp Muhabirliği, Fotoğrafçılığı ve Sinematografçılık”, Türkiyat Mecmuası, Cilt: 28/2, 2018, sa. 67-109, s. 84.
[2] Harekât-ı Harbiye-i Takibe Mezun Harb Muhabirleri Hakkında Talimatname, Matba-i Askeriye-Süleymaniye, İstanbul 1330, ss. 2-4.
[3] Harekât-ı Harbiye-i Takibe Mezun Harb Muhabirleri Hakkında Talimatname, ss. 4-5.
[4] BOA, DH.EUM.SSM.00001.00027.001.001.
[5] Harekât-ı Harbiye-i Takibe Mezun Harb Muhabirleri Hakkında Talimatname, s. 5.
[6] Hüseyin Kalemli, a.g.e. s. 68.
[7] Harekât-ı Harbiye-i Takibe Mezun Harb Muhabirleri Hakkında Talimatname, ss. 7-8.
[8] Osmanlı Belgelerinde Birinci Dünya Harbi I, TC. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, N: 130, İstanbul 2013, s. 260.
[9] Harekât-ı Harbiye-i Takibe Mezun Harb Muhabirleri Hakkında Talimatname, ss. 8-9.
[10] Sansür Talimatnamesi, Matba-i Askeriye-Süleymaniye, İstanbul 1330.
[11] Harekât-ı Harbiye-i Takibe Mezun Harb Muhabirleri Hakkında Talimatname, ss. 6-7.
[12] Harekât-ı Harbiye-i Takibe Mezun Harb Muhabirleri Hakkında Talimatname, s. 9.
[13] Harekât-ı Harbiye-i Takibe Mezun Harb Muhabirleri Hakkında Talimatname, ss. 10-11.
[14] BOA, 25-5, H-24-04-1333. ; Hüseyin Kalemli, a.g.e., s. 87.
[15] Hüseyin Kalemli, a.g.e., s. 86.
[16] BOA, 25-27, H-06-08-1333. ; Hüseyin Kalemli, a.g.e., s. 86-87.
[17] Hüseyin Kalemli, a.g.e., s. 95.
[18] BOA, 25-41, H-08-10-1333. ; Osmanlı Belgelerinde Birinci Dünya Harbi II, TC. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, N: 73, İstanbul 2013, s. 78. ; Hüseyin Kalemli, a.g.e., s. 95. ; Ayrıntılı bilgi için bkz. Wanda Zembrzuska, Muhabirimiz Çanakkale Cephesinden Bildiriyor!, (Çev. Hüseyin Mevsim), Kitap Yayınevi, İstanbul 2019.
[19]BOA, 25-9, H-04-06-1333. ; Hüseyin Kalemli, a.g.e., s. 94.
[20] BOA, 25-13, H-15-06-1333. ; Hüseyin Kalemli, a.g.e., s. 91.
[21] Osmanlı Belgelerinde Birinci Dünya Harbi I, s. 52.
[22] Hüseyin Kalemli, a.g.e., s. 86-87.
[23] Ayrıntılı bilgi için bkz. Serpil Sürmeli, “İngiliz Savaş Muhabiri Ellis Ashmead Bartlett’in Gözüyle Çanakkale Seferi Başarısızlığı ve Gelibolu’da Sıradışı Mücadelesi”, Atatürk Dergisi, Cilt: 5, S: 1, 2006, sa. 81-100.
[24] Ayrıntılı bilgi için bkz. Fikrettin Yavuz ve Murat Toman, “Avustralyalı Gazeteci Keith Arthur Murdoch’ın Çanakkale Cephesine Dair Raporunun Analizi”, Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı, Cilt: 15, S: 23, 2017, sa. 221-246.
[25] Ayrıntılı bilgi için bkz. Emre Saral, “Avusturyalı Muhabir Georg Bittner’in Çanakkale Cephesi İzlenimleri“, Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı, S: 23, 2017, s. 133-163.
[26] Hüseyin Kalemli, a.g.e., s. 93.
[27] A.g.e., s. 94.
[28] A.g.e., s. 96.
[29] A.g.e., s. 96.
[30] A.g.e., s. 99.
[31] BOA, 25-7, H-07-05-1333.
[32] BOA, 25-11, H-12-06-1333.
[33] BOA, 25-12, H-15-06-1333.
[34] BOA, 25-14, H-16-06-1333.
[35] BOA, 25-15, H-17-06-1333.
[36] BOA, 25-16, H-17-06-1333.
[37] BOA, 25-17, H-17-06-1333.
[38] BOA, 25-18, H-20-06-1333.
[39] BOA, 25-20, H-06-07-1333.
[40] BOA, 25-21, H-06-07-1333.
[41] BOA, 25-22, H-06-07-1333.
[42] BOA, 25-23, H-08-07-1333.
[43] BOA, 25-34, H-24-08-1333.
[44] BOA, 25-39, H-25-09-1333.
[45] BOA, 25- 42, H-08-10-1333.
[46] BOA, 25-47, H-12-11-1333.
[47] BOA, 25-53, H-01-03-1334.
[48] BOA, 25-55, H-04-03-1334.
[49] BOA, 25-60, H-14-07-1334.
[50] BOA, 25-41, H-08-10-1333.
Oldukça ilgi çekici bir konuyu yine akıcı bir dille kaleme almış Elif Hanım. Bayıldım. Emeğine sağlık.