ÖZET
25 Nisan 1915’te İtilâf Devletleri ordusunun Gelibolu Yanmadası’na ayak basmaları ile birlikte, İtilâf Devletleri Türk askerinin üzerinde baskı kurabilmek için yoğun bir psikolojik harekât faaliyetine başlamıştı. Türk yetkililer de hazırladıkları bildirilerle, İtilâf Devletleri ordusu içinde bulunan değişik etnik ve dinsel yapıya mensup askerlere yönelik psikolojik harekât faaliyetlerine girişmişti. Savaşa katılan her iki taraf askerleri, üzerlerinde bir baskı oluşturan psikolojik harekât faaliyetlerinin dışında beslenme, barınma, sağlık gibi savaşma isteklerini doğrudan etkileyen olumsuzluklarla da mücadele etmeye çalışmışlardı. İtilâf Devletleri, askerlerinin beslenmesini sağlamak için erzağı cepheye uzak mesafelerden gemilerle getirmek gibi bir zorlukla karşı karşıya idi. Türk askerlerinin beslenmesi de çok iyi değildi. Çünkü cepheye getirilen askerlerin sayısı tahmin edilenden fazlaydı ve yiyecek stokları bu ihtiyacı karşılamakta yetersiz kalmıştı. Giyecek konusunda İtilâf askerleri Türkler’ den çok daha iyiydi. Türk askerlerinin bir kısmı, savaş sonuna kadar yöresel kıyafetleri ile savaşmak zorunda kalmıştı. Askeri en fazla etkileyen şeylerden biri de bulaşıcı hastalıklardı. İtilâf Devletleri yetkilileri ve Türk yetkililer casusluk konusunda da yoğun bir çalışma içine girmişlerdi. İtilâf Devletleri ordusunda dini ve etnik yapı itibariyle çeşitlilik olduğu için savaşın bozguna dönüştüğü zamanlarda, casusluk konusu bir paranoya halinde İtilâf askerleri arasında yayılmıştı. Türk tarafında ise casuslukla mücadelenin merkezinde azınlıklar vardı. Çünkü İtilâf Devletleri, daha önce Anadolu’nun değişik yerlerinde ve savaş bölgesinde yaşarken savaş nedeniyle Yunanistan’a ve adalara göç etmiş Rumları casus olarak kullanmışlardı. Çanakkale Savaşlan’na katılan askerlerin bir diğer endişeleri de esir olmaktı. Özellikle İtilâf Devletleri ordusunda, bulunan askerler, kendilerine yapılan propagandanın etkisiyle daha da tedirgin olmuşlardı. Ancak esir düşenler gördükleri iyi muamele karşısında bunların ne kadar yersiz olduğunu anlamışlardı. İtilâf Devletleri’nin esir aldıkları Türkler ise, adalara ve çoğunlukla Mısır’daki esir kamplarına götürülmüşlerdi. Buradan dönen Türk esirlerinin anlattıkları, kamplardaki şartların çok iyi olmadığı yönündeydi.
SAYILIR, Burhan, Çanakkale Kara Savaşları Öncesi ve Sırasında Psikolojik Harekât Faaliyetleri, Askerlerin Psikolojileri ve İçinde Bulundukları Koşullar (Mart 1915- Ocak 1916), Ankara: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi, 2005, Danışman: PROF. DR. AZMİ SÜSLÜ
1 Yorum
Pingback: Çanakkale Şehitleri Anısına Hatıra Künyesi Oluştur! - Çanakkale Harbi