Akdeniz Seferi Kuvvetleri Komutanı General Hamilton, yarımadanın güney bölgesinde bulunan Alçıtepe’nin taktiksel açıdan bir kilit noktası olduğunu düşünmüştür. Çünkü Hamilton, Alçıtepe’yi ele geçirdikten sonra Kilitbahir platosunu ele geçirmeyi ve boğazdaki Türk topçusunu arkadan vurmayı planlamıştır. Bu amaçla Seddülbahir ve yakın çevre kıyılarını çıkarma bölgesi olarak seçmiştir. Bu bağlamda tek hamlede Alçıtepe’nin ele geçirilmesi, bu tepenin çevresinde donanma için bir gözetleme şebekesinin kurulması, boğaz topçusuyla mücadele edilmesi, kara kuvvetleriyle Kilitbahir platosuna geçilmesi ve Çanakkale’de kesin sonuca gidilmesi düşünülmüştür. Bu plan doğrultusunda yarımadanın güneyine ilk önce 29’uncu İngiliz Piyade Tümeni’nin çıkması ve hangi bölgelere çıkması gerektiği saptanmıştır. Bu bölgeler: (S) Morto Koyu’ndaki Hisarlık burnu kıyıları, (V) Ertuğrul Koyu ve Seddülbahir iskelesi, (W) Teke Koyu, (X) İkiz Koyu, (Y) Zığındere ağzı ve kuzeyinde Sarıtepe yöresi olarak belirlenmiştir.
İtilaf Devletleri bölgede çıkarma planı hazırlarken, Türk birliklerinden 9’uncu Tümen’e de bütün yarımada güneyinin gözetleme, güvenlik ve savunma görevi verilmiştir. Buna göre 9’uncu Tümen’in sorumluluk bölgesi Arıburnu kuzeyinde Azmekdere’den başlamış, Morto Koyu’nun doğusunda Eskihisarlık sırtlarına kadar 35 km uzunluğunda geniş bir bölgeyi kapsamıştır. Bölgenin baskın tarzında çıkarmaya elverişli birçok plajı ve Kilitbahir platosu gibi önemli bir konuma sahip olması nedeniyle, bölgenin tek bir tümen tarafından korunması pek de mümkün görünmemiştir.
Bölgede savunma ve gözetlemeden sorumlu olan 9’uncu Tümen’in konuşu iki ayrı grup halinde düzenlenmiştir. Buna
göre; 27’nci Alay platonun kuzeyinde, büyük kısmıyla Eceabat çevresinde toplu bulunmuş, bir kısmı da Azmakdere – Çamtepe arasında tertiplenmiştir. 26’ncı Alay, Çamtepe’den Kerevizdere’ye kadar uzanan Seddülbahir bölgesindeki kıyılar şeridine yerleşmiştir. 25’inci Alay ise ihtiyat olarak Sarafim Çiftliği’nde yer almış, 9 ‘uncu Tümen’in karargâhı da Eceabat iskelesi yöresinde kurulmuştur.
Bütün bu hazırlıklardan sonra sıra çıkarma hareketine gelmiştir. Beklenen çıkarma 25 Nisan 1915 tarihinde saat 06.00’da Teke Koyu (W)’nda başlamıştır. Bir taburdan fazla olan İngiliz kuvveti donanma ve ağır makineli tüfeklerin ateşleri ile karaya 100 m yaklaşmıştır. Buranın savunmasından sorumlu olan 12’nci Türk Bölüğü ise önce sessiz kalmış, düşman kıyıya sokulduğu sırada ise yoğun ve isabetli piyade ateşleri ile taranmıştır. Ağır kayıplara uğrayan İngiliz Taburu, kumsalda tutunamamış ve muharebe düzeni tamamen bozulmuştur. Bu harekât İngilizler için acı bir sürpriz oluşturmuştur.
Ertuğrul Koyu (V)’ndaki çıkarma ise iki ayrı düzende planlanmıştır. İlk olarak İrlanda Taburu’nun küçük deniz araç grupları halinde taşınması ve koyun batı kısmına çıkarılması amaçlanmıştır. Diğer taraftan River Clyde gemisine iki piyade tümeni ve bir istihkâm bölüğü yerleştirilmiştir. Bu birliklerin Eskikale altındaki taşlık buruna baştan kara yapması, bir tür yüzen iskele oluşturması planlanmıştır. Tarihteki “Truva Atı” efsanesinden esinlenerek hazırlanan bu düzenlemeden İngilizler büyük başarı beklemiştir. Plana bakıldığı zaman Ertuğrul Koyu’na bir anda üç piyade taburunun çıkması ve Harapkale tepesi – Gürcübaba tepesi arasından ilerleyebileceği görülmüştür. Böylece bölgedeki zayıf Türk direnişinin kolayca kırılması ve Seddülbahir savunmasının ilk andan etkisiz hale getirilmesi düşünülmüştür. Titizlikle hazırlanan bu plan karşısında ise Türk birliklerinden 10’uncu Bölük yer almıştır. Saat 06.00’da filikalar ile River Clyde kömür gemisi Seddülbahir’e yaklaşmaya başlamıştır. Kıyıya 400 m yaklaşan İngiliz araçları donanma, ağır makineli tüfek ve toplar tarafından şiddetli ateşe başlamıştır. 10’uncu Türk Bölüğü ise son ana kadar sabırlı ve bilinçli davranmış, kıyıya sokulan İngiliz askerlerine tam zamanında isabetli ateşler yapmış ve etkisiz hale getirmiştir. Bu isabetli atışlar sonucunda Türk birliği, İrlanda Taburu’nu etkisiz hale getirmiş ve bozguna uğratmıştır. İrlanda Taburu’nun etkisiz hale geldiği sıralarda River Clyde kömür gemisi de kale altına yaklaşmış ve yüzen bir iskele oluşturmaya çalışmıştır. 10’uncu Bölük buraya da yetişmiş ve tam zamanında başlattığı piyade ateşlerini kıyıya çıkmak üzere hazırlanan İngiliz askerlerine yöneltmiştir. Üstün İngiliz kuvvetleri karşısında direnen 10’uncu Bölük, saldırıyı etkisiz hale getirmiş ve harekât durdurulmuştur. Türk birliğinin sergilediği savunma kuvveti sadece Ertuğrul koyundaki çıkarmayı etkisiz hale getirmemiş, Seddülbahir bölgesindeki tüm çıkarma hareketlerinin de olumsuz yönde etkilenmesine neden olmuştur.
İkizler Koyu (X) çıkarmasında ise, İkiz Koyu ve kuzeyindeki Sarıtepe’ye paralel çıkarmalar yapılması ve Seddülbahir savunmasının kuşatılması amaçlanmıştır. Koya iki aşamalı çıkarma yapılması planlanmıştır. Buna göre İngiliz Hassa Fuzuliye Taburu’nun yarısı hücum dalgasında kullanılmış, diğer yarısı da kısa zaman aralığıyla bunu izlemiştir. Fakat bu bölge Türk birlikleri tarafından zayıf gözetleme postalarıyla tutulmuş ve 26’ncı Alay kıyılara yayılmıştır. Baskın tarzında tasarlanan çıkarma yoğun ateş altında saat 06.00’ya doğru başlamıştır. 06.15’te ise iki bölüklük ilk
İngiliz hücum dalgası karaya ayak basmış ve dokuz kişilik Türk gözetleme birliğinin ateşiyle karşılaşmıştır. Bu küçük birlik karşısında İngilizler karaya kolayca çıkmayı başarmıştır. Buna rağmen Türk birliği, çekildiği sırtlarda İngilizleri oyalamayı başarmıştır. Bu sırada İngiliz birliklerinin ikinci kademesi de karaya yaklaşmaya başlamış ve saat 17.00’de karaya çıkmıştır. Buna karşılık Zığındere’deki bölükten kaydırılan yarım takımlık Türk birliği, İngiliz kuvvetlerini şaşkına çevirmiş ve oldukları yerde kalmalarını sağlamıştır. Fakat İkiz koyu çıkarmasının güneye sarkan kısımları Teke Koyu mevziilerini arkadan tehdit etmeye başlayınca, 3’üncü Tabur komutanı Teke Koyu’na görevlendirdiği 9’uncu Bölüğü buraya yönlendirmiştir. Bölük hızla Karacaoğlan tepesinin kuzeydoğusundan İngiliz kanadına taarruz etmiş ve İngilizleri durdurmuştur.
Sarıtepe Altı Çıkarması (Y), Türk birlikleri için büyük bir tehlike oluşturmuştur. Çünkü bu çıkarma Seddülbahir bölgesinin gerilerini savunan Türk birliklerini tehdit etmiş ve buranın boş bırakılması nedeniyle tehlike oluşturmuştur. General Hamilton ise, bu bölgeyi taktiksel açıdan uygun bulmuş ve bu bölgedeki çıkarma ile sonuca gidileceğini ummuştur. Yapılan plana göre çıkarma, muharebe gemisi ve kruvazör desteği ile baskın tarzında saat 04.30’da yapılmıştır. Hiçbir direnişle karşılaşmayan İngiliz tugayı, saat 06.45’te egemen sırtlar çizgisine yerleşmiştir. İngiliz tugayı, Türk savunmasının arkasına düşmüş olsa da bu fırsatı değerlendirememiş ve kıyı başında hareketsiz kalmıştır. Bu durumun sebebine baktığımızda İngiliz tugayının vaat edilen takviyeyi beklemesi, ileri harekât için emir almaması, güneydeki muharebelerin nasıl cereyan ettiği hakkında bilgi verilmemiş olduğu anlaşılmıştır. Eğer İngiliz tugayı beklemeden Kirte doğrultusunda ilerlemiş olsaydı, karşısında büyük bir direniş görmeyecekti. Çünkü çıkarma haberini ancak saat 09.30’da alabilen Kirte’deki 26’ncı Alay komutanın elinde ihtiyat olarak bir bölükten fazla bir kuvvet kalmamıştır. Böylece Türk savunmasını sarsarak Seddülbahir’e çıkarma yapan tümenle koordineli bir harekât yaparak Alçıtepe’ye ulaşabilecekti. İngiliz tugayının değerlendiremediği bu fırsat karşısında, saat
09.45’te Türk birliği Zığındere sırtlarına hızla ilerlemiş ve 26’ncı Alay son kozunu oynamıştır. Buna göre tümen ihtiyatının yetiştirilmesine zaman kazanılmış, Kirte güneyindeki iki bataryaya Sarıtepe altına çıkan İngiliz tugayı hedef gösterilmiştir.
Eski Hisarlık Çıkarması (S) İngilizler için son derece önemli bir bölgeyi teşkil etmiştir. Çünkü Morto Koyunu kontrol altında tutan Seddülbahir savunmasının yan gerilerini tehdit etmesi ve Türk ihtiyatlarının kanatlara dağılmasını engellemesi açısından son derece önemli olmuştur. Buranın ele geçirilmesi ile boğaz topçusunun Rumeli kanadının
baskı altında tutulması amaçlanmıştır. Türk birliği ise bu bölgenin savunulmasına ağır silahtan yoksun bir takım koymuştur. Bu takım, kuvvet çoğunluğuyla sırtın Morto Koyuna bakan batı kesiminde tertiplenmiştir. Sırtın kayalık olan doğu kesimine ise gözcüler yerleştirilmiştir. Fakat geniş Morto kıyıları bir takımla kontrol edilemeyeceği için koyun merkez kesimleri Seddülbahir’deki 3’üncü Tabur’dan ayrılan diğer bir takımla tutulmuştur. Çıkarma saat 04.30’da İngiliz deniz topçusunun ateşleriyle başlamıştır. Refakat gemilerinin yakın mesafeden yaptığı yoğun ateşler, Eski Hisarlık sırtındaki Türk mevziilerini dövmüş ve daha uzaktaki iki muharebe gemisinin bataryaları da bu bombardımana etkili bir şekilde katılmıştır. Türk birlikleri ise bu bombardıman karşısında, top mermilerinin açtığı huni denilen çukurluklara atlayarak direnişini sürdürmeyi başarmıştır. 24 filikadan oluşan çıkarma birliği ikiye ayrılmış, biri doğuya diğeri de Morto Koyuna bakan kıyıya yönelmiştir. Filikalar kıyı şeridine geldiği sırada ise Türk birlikleri hep birden ateşe başlamış ve İngilizleri perişan etmiştir. Kıyılara sığınan İngiliz birlikleri, donanma ateşinin
desteğinden yararlanarak yeni bir atak yapmak istemişse de, 30-40 kişilik bir savunma kuvveti karşısında ilerleyememişlerdir. Diğer taraftan Eski Hisarlık’ın boğaza bakan sırtlarına sarkan altı filikalık İngiliz birliği, üç kişilik bir postayla gözetlenen kayalık kesime kolayca çıkmış ve Türk takımının gerisine sarkmaya başlamıştır. Bu durumu fark eden takım komutanı ise birliğini derhal daha gerideki sırtlara çekmiştir. Böylece hem Tenger’deki müstahkem mevkii obüs grubunu hem de Seddülbahir-Kirte ikmal yolunu tehlikeden korumuştur. Bölgede zaman kazanan Türk takımı, Kirte’den sevk edilen 8’inci Bölük’ün bu kritik bölgeye yetişmesini sağlamıştır. Aynı zamanda bölgeye gelen bazı jandarma gruplarıyla bir buçuktan ibaret bir bölük toplanmış ve kendilerinden kat kat üstün olan düşman kuvvetlerini Eski Hisarlık harabelerinde sıkıştırmışlardır. Bu taarruz ancak donanmanın yoğun ateşiyle durdurulmuş ve İngiliz taburu bölgede tutunmayı başarmıştır.
General Hamilton’un Alçıtepe’yi ele geçirmek için Seddülbahir’e yaptığı çıkarma, Çanakkale Cephesi’ne yönelen
bütün amfibi hareketlerin ağırlık merkezini oluşturmuştur. Alçıtepe’yi bir günde ele geçirebileceğini düşünen düşman kuvvetleri, beklemedikleri bir direnişle karşılaşmış ve çıkabildikleri kıyılarda durmak zorunda kalmıştır.
Takviyeli 29’uncu İngiliz Tümeni’nin beş farklı çıkarma yerine karşılık, Türk birliklerinden sadece 26’ncı Alay’ın 3’üncü Tabur’u ve ihtiyat 2’nci Tabur’u ile karşı konulmuştur. İlerleyen saatlerde kullanılabilen Sarafim Çiftliği’ndeki 25’inci Alay’ın bir taburu ise, Sarıtepe altına çıkarılan İngiliz Taburu’nu etkisiz hale getirmiştir. General Hamilton’un planı suya düşmüş ve Çanakkale Muharebeleri süresince de gerçekleşme olağanı bulamamıştır.
KAYNAKÇA
T.C. Genelkurmay Başkanlığı, Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi Çanakkale Cephesi, 1-2-3. Ciltlerin Özetlenmiş Hali, Ankara, 1997.