Osmanlı Devleti ile Almanya’nın askeri münasebetleri 18. yüzyılın sonlarından itibaren başlamıştı. Ancak tam anlamıyla bu münasebetin meyveleri 1913 yılından sonra alındı.[ Osmanlı ordusundaki ıslahatlara öncülük eden Alman Heyeti’nin ve Enver Paşa’nın çalışmaları, Birinci Dünya Savaşı’na giderken Osmanlı Devleti’nin Balkan Savaşları’na göre bambaşka bir teşkilatla savaşa girmesini sağlayacaktı.
1914 yılının Temmuz ayına gelindiğinde Almanya, Osmanlı Devleti’nin İttifak Bloğu’na katılmasına hala sıcak bakmıyordu. Çünkü Almanya, Osmanlı Devleti’nin böyle bir savaşta yük olmaktan başka bir yer edinemeyeceği kanaatindeydi. Bu sırada Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Sırbistan’a savaş açma planları çerçevesinde Osmanlı Devleti’ni bu ittifakın içerisinde görmek istiyordu. Bu amaçla Almanya ile Osmanlı Devleti’nin ittifaka katılması konusu görüşülse de Almanya hala bu hamleye sıcak bakmıyordu. Ancak diğer bir yandan Almanya’nın İstanbul Büyükelçisi Wangenheim, tarafsız da olsa Osmanlı Devleti ile iyi ilişkiler içerisinde bulunmanın kendilerini Rus cephesinde rahatlatacağı kanaatindeydi. Olası Avusturya-Macaristan-Sırbistan savaşı Osmanlı Devleti’nin ittifaka katılmasında önemli bir rol oynayabileceği Osmanlı devlet adamları tarafından biliniyordu. Bu sebeple Osmanlı Devleti olası bu savaşı destekliyordu. Daha önce diğer Avrupa devletleri ile yapılan görüşmelerin sonuçsuz kalması sebebiyle İttifak Bloğu’na olan bu yakınlık gayet normaldi.
22 Temmuz 1914 tarihinde Enver Paşa ittifaka dâhil olma konusundaki ilk resmi teklifi Alman Büyükelçisi Wangenheim’a iletti. Osmanlı Devleti böyle bir ittifakın içerisinde bulunursa Rus baskısını bir nebze de olsa hafifleteceğinin farkındaydı. Dönemin Bahriye Nazırı Cemal Paşa, Talat Paşa’nın Almanya ile kurulacak böyle bir ittifak hakkında sorduğu soruya cevaben; “Türkiye’yi tek başına kalmaktan kurtaracak olan böyle bir ittifakı hemen kabul ederim.” demiştir.[ Cemal Paşa’nın bu cevabı Osmanlı Devleti’nin yaklaşmakta olan savaşta kesinlikle yalnız kalmak istemediği fikrini gözler önüne seriyordu.
25 Temmuz 1914 tarihinde ittifak gerekliliği çerçevesinde Almanya ile yapılması planlanan anlaşma için Hariciye Nazırı Mehmet Sait Halim Paşa yetkilendirildi. Bunu takiben Almanya ile yapılan görüşmeler gizlilikle yürütüldü. İttifak antlaşmasının imzalanmasına kadar böyle bir girişimden sadece Sadrazam ve Hariciye Nazırı Mehmet Sait Halim Paşa, Harbiye Nazırı Enver Paşa, Dâhiliye Nazırı Talat Paşa ve Meclis-i Mebusan Reisi Halil Menteşe Bey’in haberi vardı.[ Enver Paşa Büyükelçi Wangenheim’a böyle bir ittifakın gerçekleşmemesi durumunda istemeyerek de olsa Osmanlı Devleti’nin İtilaf Bloğu’na yakınlaşacağını tebliğ etti. Nihayetinde Alman Dışişleri Bakanlığı’ndan 24 Temmuz 1914 tarihinde Wangenheim’a Osmanlı Devleti ile müzakerelere başlayabileceği telgrafı geldi. Bunun üzerine daha önce temkinli davranan Almanya ile somut adımlar atılmaya başlandı.
Yapılan müzakereler başlangıçta bir takım krizleri doğurmuş olsa da en nihayetinde taraflar antlaşma metni üzerinde anlaşma sağladı ve bunun sonucu olarak 2 Ağustos 1914 tarihinde Türk-Alman gizli ittifak antlaşması imzalandı. Aynı zamanda Osmanlı Devleti tüm dünyaya tarafsızlığını ilan ederken Osmanlı coğrafyasında da genel seferberlik ilan etti. Öte yandan yine 2 Ağustos 1914 tarihinde Almanya, Rusya’ya savaş ilan etti. Böylelikle Birinci Dünya Savaşı’nın blokları genel hatlarıyla oluşmuş oldu.