Gelibolu Yarımadası’nın ana ziyaret noktası olan Abide, Eski Hisarlık Burnu üzerinde yer almaktadır. Çanakkale Muharebeleri sırasında şehit düşen ve birçoğunun nerede yattığı meçhul olan on binlerce Mehmetçiğin anısına bir Türk anıtı yaptırılması amacıyla, o dönemin Genelkurmay Başkanı olan Mareşal Mustafa Fevzi ÇAKMAK’ ın önerisiyle Milli Savunma Bakanlığı tarafından 1944 yılında bir proje yarışması açılmış ve yarışmaya toplam 37 proje sunulmuştur. Bu 37 proje arasından, Doğan Erginbaş, İsmail Utkular ve Feridun Kip tarafından hazırlanan proje birinci seçilmiştir. Ancak mali imkânsızlıklar nedeniyle projenin yapımına başlanamamıştır.
1952 yılında Şehitlikleri İmar Cemiyeti’ne bağlı olarak Çanakkale Şehitler Abidesi Yaptırma Komitesi oluşturulmuştur. Abidenin yapılacağı yerin belirlenmesi için teknik bir heyet oluşturulmuş ve bu heyet Abide’nin inşası için Eski Hisarlık Tepesi’nin uygun olduğunu bildirmiştir. Yardım kampanyası için çeşitli ordu birliklerindeki askerler yardım toplamış; İstanbul Ticaret Odası ve Meclis üyeleri. Ankara, İzmir, Bursa Ticaret Odaları, sivil toplum kuruluşları, okullar ve valilikler yardımda bulunmuştur. Geliri, Çanakkale Şehitler Abidesi’ne kalmak üzere tiyatrolar, konserler düzenlenmiştir. İşçiler Pazar tatillerini çalışarak geçirmişler ve aldıkları parayı abide için bağışlamışlardır. Devlet Demiryolları 1. İşletme memurları ve işçileri, Tekel memur ve işçileri de kendi aralarında para toplamıştır. Açık arttırmalar düzenlenmiştir. Bankalarda hesaplar açtırılmış ve millet bu hesaplara bağış yapmıştır. Yöneticiler, bankacılar, Milli Eğitimciler, sanayiciler Çanakkale Abidesi’ne bağışta bulunmuşlardır. Dört büyük kulüp arasında geliri Çanakkale Abidesi’ne bırakılmak üzere futbol müsabakaları düzenlenmiştir. Turnuva’nın resmi ismi “Çanakkale Şehitler Abidesi Kupası” olarak belirlenmiştir. Çanakkale Şehitler Abidesi Kupası maçları 1952-1953 yılı lig maçlarında ilk dört sırada yer alan takımlar arasında düzenlenmiş ve toplam 6 hafta sürmüştür. Maçlar sonunda Abide’ye gelir sağlanmıştır.
Abidenin temel atma töreni 1954 yılında gerçekleşmiştir. İlerleyen süreçte Abide yapımını yakından takip etmekte olan Gazeteci Necmi Onur, Abide yapının durdurulacağını milliyet gazetesi ile bütün yurda duyurmuş ve kampanya başlatmıştır. Halk, kampanyaya büyük destek vermiştir. Siyasi parti üyeleri, sanatçılar, sporcular, iş adamları, öğrenciler, polisler, öğretmenler, memurlar, subaylar, esnaflar, işçiler, emekliler herkes maaşını, kârını, harçlığını abide yapımı için bağışlamıştır. Siirt’te dokuma yapan kadınlar Abide resminin bulunduğu battaniye yaparak kampanyaya göndermişlerdir. İlhami Gencer, Zeki Müren Dario Moreno, Muammer Karaca tüm geliri Çanakkale Şehitler Abidesine Yardım Kampanyası’na bağışlamak üzere konserler ve tiyatro oyunları düzenlemişlerdir.
Böylece Abidenin yapımı 1956 yılında yeniden başlamış ve II. Anafartalar Zaferi’nin 45. Yıl dönümü olan 21 Ağustos 1960 yılında ziyarete açılmıştır.
Çanakkale Şehitler Abidesi; her bir kenarı 25 metre uzunluğunda olan kare planlı bir kaide üzerinde dört ayaklı olarak yapılmıştır. Dört ayaklı olması milletimizin sağlam temellere dayandığı ve yıkılmaz olduğu anlamını taşımaktadır. Abide’nin denize bakan ayaklarında Boğaz Muharebelerini; karaya bakan ayaklarında ise Kara Muharebelerini anlatan rölyefler bulunmaktadır. Abide’nin yüksekliği 41,70 metredir.
Tören alanının boğaza bakan tarafında bulunan bayrak direği 2008 yılında dikilmiş olup 70 metre uzunluğundadır. Abidenin arka bölümünde yer alan sembolik mezarlıklar 2007 yılında ziyarete açılmıştır. Şehitlikte Çanakkale Muharebeleri sırasında şehit düşen ve bugüne kadar isimleri tespit edilebilmiş 59.408 şehidimizin isimleri bulunmaktadır. Yine sembolik şehitliğin önünde muharebe dönemini yansıtan 45 m uzunluğunda bir rölyef bulunmaktadır. Rölyefi geçtikten sonra, sembolik şehitliğin başlangıç bölümünde meçhul asker mezarı ve Mustafa Kemal Atatürk’ün 1934’te müttefik askerleri için söylediği sözlerin yer aldığı mermer bir kitabe bulunmaktadır. Arıburnu Muharebelerinden sonra bir Anzak askerinin yanında Avustralya’ya götürdüğü ifade edilen ve bir Türk askerine ait olan kafatası, yıllar sonra 10 Mart 2003 tarihinde Türkiye’ye teslim edilmiş olup 18 Mart 2003’te resmi törenle bugünkü noktaya defnedilmiştir.