57. Alay Şehitliği ve Anıtı; Mimar Nejat DİNÇEL tarafından tasarlanmış ve 12 Aralık 1992 tarihinde Kültür Bakanlığı – Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü tarafından Kabatepe-Conkbayırı yolu kenarında, Kılıçbayır’ın güney ucuna inşa edilmiş sembolik bir şehitliktir. Savaş sırasında ANZAC askerleri bu bölgeye Chess Board (Satranç Tahtası) adını vermişlerdir. Şehitlik şadırvan, açık namazgâh, sembolik mezarlık ve anıttan oluşmaktadır. Girişin sol yanında torununun elinden tutmuş şekilde tasarlanmış; Balkan harplerinde, Çanakkale muharebelerinde ve İstiklal harbinde görev almış ve Türkiye’nin en yaşlı gazisi olarak 10 Eylül 1994 tarihinde 108 yaşında vefat eden Hüseyin KAÇMAZ’ a ait bronzdan yapılmış bir heykel bulunmaktadır. Girişin hemen sağ tarafında ise bir şadırvan, namazgâh ve 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal’in önderliğinde 57. Alay’ın 25 Nisan 1915 günü taarruzunu gösteren, 42 metrekare bir alanı kapsayan rölyef yer almaktadır. Şehitlikte 500 adet mezar taşı vardır. Anıt ise Selçuklular zamanında bulunan kümbetlerden esinlenerek yapılmıştır. Asıl şehitlik Bomba Sırtı’nın güney ucunda, Çataldere Vadisi’nin içinde bulunmaktadır.
25 Nisan 1915 günü saat 03.30 sularında Gelibolu Yarımadası’nın kuzey bölgesine Anzak askerleri çıkarma yapmıştır. Bu bölgede düşmana ilk karşılığı Hain Tepe üzerinde bulunan 27. Alay 3. Tabur 8. Bölüğe bağlı Asteğmen Muharrem komutasındaki 1. Takım ve Balıkçı Damları civarında bulunan İbradalı İbrahim komutasındaki 2. Takım vermiştir. Ancak bir süre sonra cephanesi tükenen bu takım daha geriye Conk Tepe’sine doğru geri çekilmek durumunda kalmıştır. Bu sırada 27. Alay tarafından Bigalı Köyü’nde ihtiyatta bulunan 19. Tümen komutanı Yarbay Mustafa Kemal’den bir tabur asker gönderilmesi istenmiş ve Yarbay Mustafa Kemal, 57. Alay’la birlikte Kocaçimen Tepe’ye doğru harekete geçmiştir. Bir ara askerlerin dinlenmeleri için izin vererek Conkbayırı’ na hareket etmiştir. Bölgeye geldiğinde Conkbayırı’ndan yukarıya doğru koşan askerlerle karşılaşmıştır. Yarbay Mustafa Kemal bu olayı şöyle anlatır: “Conkbayırı’nın güneyinde 261 rakımlı tepeden kıyının gözetleme ve emniyetine memur olarak oralarda bulunan bir kol erlerinin Conkbayırı’na doğru koşmakta, kaçmakta olduğunu gördüm. Kendim erlerin önüne çıkarak:
-Niçin kaçıyordunuz? Dedim.
-Efendim düşman! Dediler.
-Nerede?
-İşte, diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler.
-Düşmandan kaçılmaz, dedim.
-Cephanemiz kalmadı, dediler.
-Cephaneniz yoksa süngünüz var, dedim.
Ve bağırarak süngü taktırdım. Yere yatırdım. Aynı zamanda Conkbayırı’na doğru ilerlemekte olan piyade ve dağ bataryasının yetişebilen erlerinin “marş marş”la benim bulunduğum yere gelmeleri için yanımdaki emir subayını geriye saldırdım. Bu erler yere yatınca düşman erleri de yere yattı. Kazandığımız an bu andır. Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar gelebilir…”57. Alay kendisinden üç kat fazla düşmanla boğaz boğaza savaşmıştır.
Çanakkale Muharebelerinden sonra sağ kalan 57. Alay askerleri Filistin Cephesi’ne gönderilmiştir ve buradaki bir taarruz sonrası İngiliz askerlerine esir düşmüştür.